KEMAL BEYİN HANDİKAPI

KEMAL BEYİN HANDİKAPI

04 Nisan 2023 Salı 14:42

Ulusumuzun tümünün istisnasız paylaştığı sosyal değerler vardır. Yolda bir ekmek parçası bulsa kutsal kabul eder, kenara alır ve ona hürmet eder. Üstüne basıp geçmez. Sağcısı solcusu, alevisi-sünnisi için bayrak kutsaldır, hiçbir zaman ona hiçbir şartta saygısızlığı affetmez. Asker-polis, her zaman milletimin başı üstündedir. Ona her zaman ve her şartta saygı ve hürmet duyar. Seccade de kutsaldır. İnsanın yaratıcısıyla iletişime geçtiği, kendisini Rabbine en yakın hissettiği en temiz mekândır. Bu açıdan hürmete layıktır.
Ülkemiz topraklarında yaşayan vatandaşlarımızın yüzde yetmiş beşi (75) dinini diyanetini bilir. Cenazesini, ramazanını bilir. Hatimini, Kur’anını bilir. Mevlidini aşuresini de bilir. Cumaya, bayram namazına gider. Camiye gelir, abdest alır, namaza durur, tesbihini çeker, duasını eder ve iç huzuruyla camiden çıkar gider.
Kalan dilimin yüzde onbeşi (15), camiyi ve cemaati bulunduğu çevresinden az da olsa duymuştur, görmüştür.  Ama bu çevrede zararlı alışkanlıklar da vardır. Kendilerini sosyal kabul ettiklerinden, ne dinden ne de o çevrelerinden kopamazlar. Hal böyle olunca da dine ve dindarlara karşı mesafeli dururlar.
Dilimin son geri kalan yüzde on’u (10) ise malesef acınacak haldedir. Halleri vakitleri yerinde olan bu zümreye birçokları “beyaz Türkler” der. Kahir ekseriyeti Müslüman olan bu ülkede bu arkadaşlar azınlık pozisyonunda gibidir ama hiçbir zaman da konfor alanları daralmaz bu arkadaşların. Bu dilimin, doğumdan ölüme kadar din ve diyanetle ilişkisi olmaz. Cumaya, bayrama, mevlide gitmezler. İftar ve sahurla işi olmaz. Kendi ana-babasının cenazesi bile olsa namazlarını kılmaz, başkalarının cenazesi için mezarlık törenlerine hiç gitmezler. Bayram namazlarına bırakın çocukları ile kendileri de gitmez, imama, camiye, cemaate müstehzi bir hava ile yaklaşırlar. Yürüyerek camiye gelmediklerine memnundurlar. Ölünce tabutla camiye geleceklerini de bilirler. Bundan dolayı camiden ve dinden öcü gibi de korkarlar.
Bu grubun din konusunda hiç bilgileri yoktur. Dine ve dindara karşı oldukça keskin önyargıları vardır. Camiye nasıl girilir, namaz nasıl kılınır, seccade nedir, abdest nedir, saf nedir, tesbih nedir, hutbe nedir vs. ilgilenmezler. Yüzde doksanlık dilime hiç mi hiç benzemezler. Kendine has çevreleri vardır. Yerler, içerler, oynarlar. Kendi keyiflerine düşkündürler. Beğenmedikleri o büyük dilimi cahil, asosyal, aptal ve ahmak bile sayarlar. Organizasyonu, itirazı ve eleştiriyi çok sever, iyi de yaparlar. Ülkede en çok konuşulan konu olan siyaseti ve sporu çok bilirler. Bu iki konuda her zaman, her yerde doğru ve kaliteli bilgiler onlardadır. Etraflarındaki çoğu yanlış şeyi düzeltmekten yorulmuşlardır. Halkı beğenmezler. Her fırsatta cahil gördükleri bu halktan kimselere akıl vermeye kalkarlar. Medeni cesaretleri her zaman tavan yapmıştır...
Son bir haftadır ulusal haberlerde, bu yüzde onluk (% 10) dilimdeki bazı yurttaşlarımızın din ve diyanetle ilgileri olmadığından kah camiye yanlış girmelerine kah seccadelerimize ayakkabı ile basmalarına üzülerek şahit oluyoruz. CHP lideri Kemal bey de bu hatayı yaptı. Seccade serili bir mekanda ayakkabılı pozlar vererek bu ülkenin yüzde 75’lik dilimini üzdü. Kemal bey özür diledi ama bu seçimler öncesi ne kadar kabul görecek bilinmez.
Galiba Kemal bey, milletin yüzde doksanlık (90) dilimine pek benzemiyor. Büyük dilimde olanlar o seccadeyi görse bırakın ayakkabı basmayı ile açık seccadeye basmamaya bile özen gösterirler, saygı duyarlar. Ne gariptir ki, seccade üstünde ayakkabılı pozlar veren Kemal bey, müstakbel seçimleri kazandıktan sonra bu millete ve kutsalına hizmet edeceğim, diyor. Kemal bey bu millete hiç benzemediği halde, bu milleti nasıl anlayacak, bu milletin kutsallarına nasıl saygı ve sevgi besleyecek? Bu büyük dilime verdiği vaatlarini (hepsinden oy alamayacak ama) nasıl yerine getirecek? Bunları yerine getirirken kendi partililerini mi yoksa ittifak ortağı küçük partilerin beklentilerini mi öne alacak? İki arada bir derede iken millete nasıl hizmet edecek? İşi çok çok zor.
Basında yazıldığı gibi “hayatında seccade ile yolu kesişmemiş, seccadenin onun için bir anlamı olmamış, baş örtüsünü bir bez parçası” olarak görmüş bir siyasi parti liderinin milletten özür dilemesine bence hiç gerek yoktu. Özürleri kabahatlerinden büyük oldu galiba. Zaten seccadeye hassasiyetleri olsaydı, seccadeyi görememe ihtimalleri olmazdı. Hem CHP İstanbul il başkanı Kaftancıoğlu hanımı da düşünmek lazım. Canan hanım “15 Mayıstan sonra dindarlar gibi görünmek ve davranmaktan kurtulacağız” diyerek bu dindarlık görüntülerinden sıkıldığını zaten sık sık dile getiriyor. Kemal bey de Kaftancıoğlunu dinlesin ve işine baksın. Yüzde onluk dilimdeki birileri “dağdaki çobanla, sokaktaki adamla benim oyum bir mi?” diye hala yazıp duruyorlar. Bu seçimi Cumhur ittifakı kazanınca nasıl bas bas bağıracaklar, yazacaklar, hakaret edecekler bekleyip göreceğiz. Ama gözden kaçan bir şey var. Doğru, sokaktaki vatandaşın oyu Vallahi de billahi de bu arkadaşların oylarıyla bir değil. Sokaktaki insanımın verdiği oyda samimiyet var, kanaat var, inanç var, iftihar var, gurur var, devlet var, millet var, milliyetçilik var, bayrak var, vatan var… Onların oyunda ise neler var neler…
Tam burada aklıma büyük satranç ustası Kasparov geldi. Yıllar önce karşısında yirmi (20) rakibi ile aynı anda satranç oynuyordu. Bir o masaya gidiyor, bir bu masaya gidiyordu. Hamle yapıyor, zaman saatine basıyor, koşarak en baştaki masaya geliyor, tekrar hamle yapıyor ve yine zaman saatine basıyordu. Zaman bitmeden, yenilmeden Kasparov maçların hepsini kazanıyordu. Evet, şu mübarek Ramazan gününde bile dünyanın bazı yerlerinde Kur’ana ve Türkiye aleyhine saldılar tertip edilmekte, Tayyip beyin yirmi yıllık iktidarına bu son seçimler ile son vereceğiz diye her türlü operasyonlar düzenlenmekte, santranç hamleleri yapılmaktadır. Erdoğan başkan da, büyük Türk milletinden aldığı destekle, hem kendisi hem de ekibiyle bir oraya bir buraya koşarak vatan ve millet için, bayrak ve seccade için büyük bir mücadele vermektedir. Allaha şükür bu millet Tayyip beyin liderliğinde ülkemiz ve ulusumuz için düzenlenen başta 15 Temmuz darbesi olmak üzere bütün operasyonları da boşa çıkarmayı başarmıştır.
Tayyip bey üzülmesin. Unutmasın. Dünyanın her memleketinde şu mübarek Ramazanın güzelliği ve bereketi için Müslümanların evlerinden dua için havaya kalkan eller, Türk milleti, Türkiye ve Tayyip bey için de niyaz ve dua etmek üzere hala havadadır. Hayırlı ramazanlar. Kalın sağlıcakla…
İsmail TANIŞMAN
 

DİĞER HABERLER