Kutlubey Mahallesi’nde 30 yıldır turşuculuk yapan Sezgin Gülatan, Isparta’nın ilk turşucusu olduğunu söyledi.
Abisi ve eniştesiyle başladığı mesleğini, oğlu ile devam ettiren Gülatan, işini severek yaptığını ifade etti. Ispartalıların en çok salatalık, lahana ve karışık turşu sevdiğini söyleyen Gülatan; “İşimi severek yapıyorum. Sevince de Allah nasip ediyor, kazanıyorum. Isparta Halkına da 30 yıldır bizleri yalnız bırakmadığı için teşekkür ediyorum. 28 yaşında turşuculuğa başladım. Isparta’nın ilk turşucuları biziz. Dükkanı ilk açtığımızda ben abim ve eniştemle bu işe başladık. Şu anda oğlum ile ikimiz devam ettiriyoruz. Bizim işimiz genellikle kışın daha çok olur. Ekim ayında başlayıp, Nisan ayına kadar yoğunluğumuz olur. Kış aylarının vazgeçilmez yiyeceklerinden birisi turşudur. Isparta halkı en çok salatalık, lahana ve karışık turşu tercih ediyor. Bunun yanında acı biberler, Ankara çubuk ve sarımsak turşu da tercih edilmeye başladı” şeklinde konuştu.
PARANIN TURŞUSUNU KURDU
Gülatan, ustasından öğrendiği; ‘şekere giren her şeyin reçeli, sirkeye giren her şeyin de turşusu olur’ sözünden yola çıkıp, paranın bile turşusunu kurdu.
Bu işin mutfağında olmasaydık, bu kadar ilerleyemezdik diye konuşan Gülatan, açıklamasında; “Karnabahar, pancar, acur, kelek, fasulye, biber, lahana salatalık, üzüm, mısır, bamya gibi çok fazla turşu çeşidimiz var. Ustamızdan birisi şöyle der; ‘şekere giren her şeyin reçeli, sirkeye giren her şeyin de turşu olur’. Biz de paranın bile turşusunu kurduk. Turşuların kilo fiyatları türüne göre 60 liradan başlıyor, 140 liraya kadar oluyor. Bunlar kaliteli ve özel turşular. Turşu dışında kendi üretimimiz olan elma, üzüm, pancar, gül, lavanta ve alıç sirkelerinin de satışını gerçekleştiriyoruz. Bu işin mutfağında olmasaydık, bu kadar ilerleyemezdik. Mesleğin arka kısmını öğrenip, çıraklığını yapmak lazım” dedi.