1 NİSAN’DA ÜLKEM NEYE UYANACAK
Artık yerel seçime son bir hafta kaldı. Bir hafta sonra, bu seçim sonuçlarına göre emperyalist Amerika ve uşağı İsrail’in dünya milletlerine zorla kabul ettirmeye çalıştıkları bu düzene tek başına karşı çıkmaya çalışan Türkiye’nin direnci ya artacak ya azalacak. Hep beraber 31 Mart akşamını göreceğiz. Dünya da heyecanla bu sonucu bekliyor zaten.
Türk millet, 31 Mart yerel seçiminde sadece belediye başkanlarını, il genel meclisi üyelerini ve muhtarları seçmeyecek. Seçimde verilecek her oy aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın merkezi iktidardaki gücünün test edilmesi anlamına da geliyor.
O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herkes 31 Mart’ı bekliyor” derken ABD yandaşlarını ve içimizdeki bedbahları kasdediyor. Bu nedenle karşı ittifaklar kuruldu. Bu yüzden,” Ankara ve İstanbul’un kaderi Cumhur İttifakı’nın kaderi” yani bize göre ülkenin 31 Mart sonrası kaderi.
Evet, seçime bir hafta kala yine ekonomik manipülasyonlar başladı. Dövizi az da olsa kıpırdatmaya çalışıyorlar. Muhalefet, pazardaki sebze ve meyve fiyatlarından hala medet umuyor.
Ama bu son kale düşerse ya da bu son gemi de batarsa batan geminin içinde kendilerin de olduklarını bir türlü anlamak istemiyorlar. Nedensiz bir kinle Cumhur ittifakı çöksün de halimiz ne olursa olsun farketmez, sevdasındalar. Yeter ki, Tayyip bey kaybetsin, Bahçeli bey rezil olsun, bu memleket ne olursa olsun bizi ilgilendirmez havasındalar.
Yeni Zelanda’da 50 Müslüman katlediliyor, Suriye’de ve Irak’da her gün yüzlerce insan öldürülüyor, her gün boza pişirilecek yeni Müslüman enseleri aranıyor, onların umurunda bile değil. Yeter ki, Cumhur ittifakı kaybetsin. Onların kazanıp kazanmaması da hiç önemli değil. Kendilerine bu seçim yarışında böyle bir rolü nasıl reva görüyorlar anlamak mümkün değil.
Tek beklentileri, yirmi yıldır iktidardan uzak kalmanın ve yirmi yıldır her tekrar tekrar yenilmenin hazımsızlığı ile yerel seçimleri nasıl genel seçim havasına sokarız, Cumhur’dan bir-iki puan nasıl tırtıklarız. Utanmadan bu beklentiye, kendi zavallı belediye başkan adaylarını da alet ediyorlar.
Başkan adayları kendi projelerini anlatmaktan çok Cumhur adaylarının hata yapmalarını görmek üzere pusuda bekliyorlar. Siyasi prim yapabilecek PKK’lı ve Fetöcü ne kadar aday varsa vitrinlerine koymaktan da çekinmiyorlar. Asil Türk milletinin Kurtuluş savaşında, Çanakkale destanında ve 15 Temmuz’da sömürüye ve küresel sömürgecilere karşı ortaya koyduğu iradeye dinamit koymak istiyorlar. Allah onlara akıl ve fikir vere, Allah hepimizin sonunu hayr eyleye.
O bedbahlar için dua ederken, Allah bizim de ayaklarımızı sabit kılsın, diyelim. Allah, bu ülkenin güzel yarınları adına bu asil millete tekrar hizmet edebilmeyi ve 31 Mart seçimlerinden tekrar başarı ile çıkabilmeyi Cumhur’a nasip etsin. Zira biliyoruz ki, “Hep beraber Türkiye’yiz, Hep beraber Isparta’yız. Başka Türkiye yok. Başka Isparta da yok. Başka gemi de yok…” Benden hatırlatması…
İsmail TANIŞMAN