28 TEMMUZ ‘DÜNYA HEPATİT GÜNÜ'

28 Temmuz ‘Dünya Hepatit Günü'

28 Temmuz 2023 Cuma 11:10

Ciddi bir halk sağlığı problemi olarak dünyada önemini koruyan hepatit hastalığına dikkat çekmek amacıyla 28 Temmuz tarihi ‘Dünya Hepatit Günü’ olarak ilan edilmiştir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bugün dolayısıyla düzenlenen etkinliklerle, kamuoyunun dikkatinin hastalığa çekilmesi amaçlanmaktadır.

Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Kaya, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2030 yılına gelindiğinde, viral hepatitleri yok etmeyi hedeflediğini ifade etti. Bu amaçla yapılan çalışmalarda, bu senenin sloganının ‘Bir hayat, bir ciğer’ olarak belirlendiğine işaret eden Prof. Dr. Kaya, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:

Hepatit, karaciğerin iltihaplanmasına verilen genel bir isimdir. Nedenleri arasında virüs denilen mikroorganizmalar da yer almaktadır. Bunların ortaya çıkardığı hastalıklara da ‘Viral Hepatitler’ denilmektedir. Viral hepatitlere neden olan başlıca virüsler şunlardır: Hepatit A Virüsü (HAV), Hepatit B Virüsü (HBV), Hepatit C virüsü (HCV), Hepatit D Virüsü (HDV) ve Hepatit E Virüsü (HEV).  Bu virüsler birbirlerinden farklı yapılarda olup bulaş şekilleri, oluşturdukları hastalıkların seyirleri de farklı olabilmektedir. Bunların herbirinin ayrı ayrı önemi olmakla birlikte, kronikleşebilmesi, siroza ve kansere dönüşebilen hastalıklara yol açmaları nedeniyle Hepatit B virüsü, Hepatit C virüsü, Hepatit D virüsü enfeksiyonlarının çok önemli yeri vardır.

Dünya genelinde 350 milyondan fazla kişinin hepatit B ve hepatit C virüsü ile yaşadığı bilinmektedir. Hergün ise çoğu tespit edilemeyen 8000 kişi Hepatit B veya Hepatit C virüsleri ile enfekte olmaktadır.

Tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olarak görülen viral hepatitlerle ilgili olarak, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 28 Temmuz gününü ‘Dünya Hepatit Günü’ olarak belirlemiştir. DSÖ’nün konu ile ilgili olarak hedefleri arasında 2030 yılına gelindiğinde, viral hepatitleri eradike etmek (yok etmek)  de vardır. Bu amaçla yapılan çalışmalarda, bu senenin sloganı ‘Bir hayat, bir ciğer’ olarak belirlenmiş ve karaciğerin hayati önemi olan bir organ olduğuna dikkat çekilmiştir. Bilindiği gibi karaciğer insanları hayatta tutmak için her gün sessizce 500’den fazla hayati işlevi yerine getirmektedir. Bu hayati önemi olan organımız maalesef bazı virüsler ile enfekte olabilmekte, hasar görebilmektedir. Bunlardan Hepatit A Virüsü kontamine su ve gıdalarla bulaşmaktadır. Virüsün bulaşması ile  çocukluk döneminde genellikle hafif ya da belirtisiz geçirilirken, ileri yaşlarda virüsle karşılaşıldığında daha ağır klinik tablolarla seyredebilmektedir. Hastalık geçirildikten sonra bağışıklık gelişmekte olup hastalığın müzminleşmesi (kronikleşmesi) söz konusu değildir.

Hepatit B Virüsü uygunsuz (kontrolsüz) kan transfüzyonuyla, ortak enjektör kullanımıyla, cinsel ilişkili yoluyla, steril edilmeden kullanılan tıbbi aletlerle, dövme- piercing uygulamalarıyla, gebelik döneminde Hepatit B taşıyıcısı annelerden bebeklerine bulaşabilmektedir.  Virüsün bulaştığı kişilerin bir kısmında genellikle belirtisiz seyreden bir enfeksiyon tablosu ortaya çıkmakta ve bu kişilerin çok büyük bir bölümünde bağışıklık gelişmekte olup ne yazık ki %5’inde kronikleşip kronik HBV enfeksiyonu dediğimiz durum gelişmektedir. Kronikleşen bu sürecin takibi ve tedavi edilmesi siroz ve karaciğer kanseri gelişmesi açısından önemlidir.

Hepatit C virüsü uygunsuz (kontrolsüz) kan transfüzyonu, ortak enjektör kullanımı ile bulaşabilmektedir. Virüsün bulaştığı kişilerin %80’inde hastalık kronikleşebilmekte, siroz ve karaciğer kanserine ilerleyiş söz konusu olup bunun da takip ve tedavisi tıpkı kronik hepatit B’de olduğu gibi önemlidir.

Hepatit D virüsü hastalık oluşturabilmek için Hepatit B Virüsüne ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle hepatit B Virüsünü taşıyan kişilerin az bir kısmında görülmekte olup bulaş yolları da Hepatit B virüsüne benzemektedir.

Hepatit E virüsü de tıpkı Hepatit A virüsü gibi su ve gıdalarla bulaşabilmektedir. Ülkemizde sık görülmemekle birlikte, bulaş olduğunda hamilelerde ağır seyredebilmektedir. Ayrıca bağışıklık sistemi düşkün hastalarda kronikleşebilmektedir. Spesifik tedavisi yoktur.

Hepatit A virüsü ve Hepatit B virüsüne karşı bağışıklığı sağlayabilecek aşılar vardır ki ülkemizde çocukluk yaş grubunda rutin aşılama takvimi içinde yer almaktadır. Rutin aşı programı içinde yer almaları hepatit B için 1998, hepatit A için 2012 yılından sonra olduğundan hali hazırda erişkin-ileri yaş grubundaki kişiler aşılanmamış-hastalığı geçirmemiş olabilirler. Bu nedenle bu hastalıkları geçirmemiş-aşılanmamış kişilerin bu aşıları yaptırmaları çok önemlidir. Hepatit C virüsüne karşı ise bağışıklık sağlayacak bir aşı henüz geliştirilememiştir.

Kronik Hepatit B, D ve C enfeksiyonları, siroz ve karaciğer kanserine dönüşebildiğinden, takip ve tedavileri çok önemlidir. Günümüzde kronik hepatit B enfeksiyonunun tedavisinde oldukça etkili, günde tek doz olarak kullanılıp ağız yoluyla alınan, yan etkileri az olan ilaçlar vardır. Son yıllarda kronik hepatit C enfeksiyonu tedavisinde de büyük gelişmeler yaşanmıştır. Öyle ki günümüzde ağız yoluyla alınan bazı ilaçların 2- 3 aylık sürelerde kullanılmasıyla %95’in üzerinde başarı sağlanabilmektedir.

Siroz ve karaciğer kanserine neden olan Hepatit B ve Hepatit C enfeksiyonlarının tanısı için sadece 1 tüp kan verip test yaptırmanız yeterlidir. Özellikle riskli davranışlarda bulunan kişilerin mutlaka test yaptırmaları erken tanı için çok önemli olmakla birlikte siroz ve karaciğer kanserine ilerlemesinin önüne geçilebilmektedir.

 

DİĞER HABERLER