Annesinden devraldığı mesleğini sürdürüyor
Haber/Ali ÇEVİKBAŞ - Isparta’da 28 yıldır perdecilik yapan Tuğba Toker, annesinden devraldığı mesleğini severek sürdürdüğünü anlattı.
Küçük yaşlardan itibaren dikiş makineleriyle iç içe büyüdüğünü belirten Toker, “Annem perdecilik yapıyordu, ben de bu işin içine doğdum. Hem satışını hem de işçiliğini gerçekleştiriyorum. Bu, ata mesleğimdir. Annem yıllarca evde dikim yaptı. Biz büyüdükten sonra küçük bir atölyede başlamıştı. Zamanla işini büyüterek şubeleşti ve bu yolda ilerledi. Emeklilik dönemi geldiğinde ise işi bıraktı. Ben de 16 yaşımda kendimi makinenin başında buldum. Mesleğimi severek icra ediyorum, gerçekten çok güzel bir meslektir. Öncelikle işine aşık olman gerekiyor ki, ben işime çok aşığım. Her bir müşterim benim için çok değerli. Çünkü burayı sıfır imkanlarla açtım. Direkt atölye işletmeciliğinden çıkarak annemin yıllarca emek verdiği mesleği ben miras olarak devam ettirmek istedim. Yolum zor olsa da her zaman en büyük destekçilerim müşterilerim oldu” dedi.
“Perde Sektörü Hiçbir Zaman Doymuyor”
Perde sektörünün sürekli yenilendiğini belirten Toker, düğün alışverişlerinde en çok düz pileli tül ve fon perdelerin tercih edildiğini aktardı. Toker; “Perde sektörü hiçbir zaman doymayan bir sektör. Sürekli yenilik yapılıyor, yeni trendler çıkıyor. Amerikan farbela, kruvaze tarzı, plicell, jaluzi sistem gibi pek çok farklı model üretiliyor. Fakat fiyatlar yüksek olduğu için talep kısıtlı kalabiliyor. Daha çok tercih edilen ürünler arasında düz pileli tüller ve yanda fon perdeler var. Özellikle düğün alışverişi yapan gruplar bu modelleri tercih ediyor. Bunun nedeni de gençlerin daha sade, ışıltısız ve hareketi az tasarımları beğenmeleridir. Yine de elimizde her zevke hitap eden farklı modeller mevcut. Müşterimiz ne talep ederse elimizden gelen desteği veriyoruz. Geçmiş yıllarda düz tüllerin altına güpürlü modeller tercih edilirdi. Şu anda ise tamamen düz gruplara yönelim arttı. Ama hala brode perde isteyen müşterilerimiz var” şeklinde konuştu.
Pamuklu kumaşlarla ilgili de yanlış bir algı olduğuna dikkat çeken Toker; “Şu anda ‘yüzde yüz pamuk’ denilen bir ürün kesinlikle gerçeği yansıtmaz. Çünkü perde sektöründe bütün ürünlerde polyester kullanılır. Örneğin bambu perdelerimizde iki gramaj farkı vardır: 160 gram olan ince ve naylon gibi süner, birkaç yıkamada yıpranır. 330-350 gram olan ise kalın, yumuşak dokulu ve daha dayanıklıdır. Makineden çıktığında 3-4 yıkamada incelen ürünleri müşterilerime açıkça söylüyorum. Eğer kısa süre kullanacaklarsa almalarını öneriyorum, ama her zaman kaliteyi tavsiye ederim” diye konuştu.
“Sanatkarlık Biiyor”
Yeni neslin perdecilik gibi el emeği isteyen işlere ilgi göstermediğini söyleyen Toker, açıklamasında; “Eskiden çok eski bir makinemiz vardı. Yan kolu olan, o kolla çevirerek dikiş yaptığımız makinelerdi. Annemin döneminde o makinelerle çalıştım. Şimdi ise tamamen otomatik makineler var. Yeter ki el yeteneğiniz olsun, her şey yapılabiliyor. Maalesef günümüzde gençler hiçbir sanata yönelmiyor. Sanatkar kalmadı. Şu an perde ustası olarak çok az kişi var. Gençlerin bu mesleğe yönelmesini isterim. Çünkü sanatkarlık bitiyor. İçinden gelen, merak eden genç arkadaşlarımız varsa mutlaka bu alana yönelmelerini tavsiye ederim.
Perdelerin bakımına da değinen Toker; “Perdelerin yıkama aşaması da çok hassastır. Ön yıkamayı 30 derecede yapmalısınız. Sıcaklığı 40-60 dereceye çıkarırsanız perdeler yıpranır, kırışmalar meydana gelir, sıkıntı yaşanabilir. Çok az deterjan ve yumuşatıcıyla 30 derecede zarar vermeden yıkayabilirsiniz. Ayrıca makinenin iç haznesine bitkisel ürünler ekleyebilirsiniz. Gençler mekanik ürünlere pek girmiyor. Yıkaması zor olduğu için daha pratik, makineden çıktıktan sonra hemen asılabilen tül güneşlikleri tercih ediyorlar” dedi.