AVUCUMUZDAKİ KELEBEĞİN ÖMRÜ

Avucumuzdaki kelebeğin ömrü

12 Mayıs 2023 Cuma 12:43

Pazar günü ülkemizde seçim var. Seçim, “yüzyılın seçimi, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını şekillendirecek seçim, ülkemizin yaşayacağı en önemli seçim, yaşadığımız coğrafyaya damga vuracak seçim”, gibi başlıklarla isimlendiriliyor. Çok doğru. Gayet önemli seçim. Hangi ülkedeki seçimler önemli değil ki? Çünkü, iktidar adayı gördüğünüz siyasilere ülkenizin geleceği adına en az beş yıllığına yetki veriyorsunuz. Beş yıl boyunca o siyasilerin elindeki ekiple, atayacakları bakanlar ve görevlendirecekleri bürokratlar ile ülkenizin yarınlarına şekil vermesini sağlayacaksınız.

Hikaye bu ya, eski zamanlarda birbirinden akıllı iki kardeş varmış. Etrafındaki ve okuldaki bilgiler kendilerine yeterli gelmediğinden, babası onları, ülkenin bilge adamına götürmüş. Kardeşler, bilge adama pek çok soru sormuşlar ve her defasında tatmin edici harika da cevaplar almışlar. Bundan çok memnun olan kardeşler, bilgenin yanında kalıp daha çok şeyler öğrenmek için babalarından izin istemişler…

Eğitim için kaldıkları süre içinde bilge adama sordukları ve aldıkları cevaplara çok sevinen ve mutlu olan çocuklar bir süre sonra bu işten sıkılmaya başlamışlar. “Bu bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım” diye düşünmüşler. Kardeşlerden biri: “Avucumun içinde bir kelebek koyacağım, canlı mı, ölü mü, diye soracağım. Ölü derse avucumu açıp kelebeği bırakacağım, canlı derse avucumu hafifçe bastırıp kelebeği öldüreceğim. Her ne derse desin, cevabını bilemeyecek!” diyerek bilgeyi zor durumda bırakacağım, demiş.

Bilge adamın yanına geldiklerinde, kelebeği elinde tutan çocuk, kapalı tuttuğu avuçlarını bilgeye doğru uzatmış: “Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı, ölü mü?” diye sormuş. Bilge adam, uzun uzun çocuğun gözlerinin içine bakmış ve cevap vermiş: “Her şey senin ellerinde evladım, senin ellerinde… Geleceğin… Gençliğin… Hayatın… Huzurun… Mutluluğun… Her şey, senin elinde…” diyerek gerçek bir bilge olduğunu çocuklara ispat etmiş.

Hikayeden yola çıkarsak, Pazar günü yapacağımızın seçim tercihiyle, Amerika’nın dünya jandarması olduğu bugünlerde, ya Amerika’nın uydusu ve sömürgesi olacak ya da kendi ayakları üstünde duran bir ülke olmak için canla başla çalışıp duracağız. Ya petrol ve doğal gaz gibi kendi öz kaynaklarımızı kendimiz çıkarıp kendimize yetecek hale geleceğiz ya da kaynaklarımızı çıkarma, işletme ve pazarlama fırsatını Amerika ve ortaklarına bırakıp, ben bu işleri bilemem, anlamam da, deyip bize verdiklerine razı olacağız.

Ya daha önce ABD ve Batı’nın müdahil olduğu, katliamlar yaptığı, sözde barış götürdüğü, iki yakası hala bir araya gelmeyen Libya, Suriye, Yemen, Sudan, Somali, Tunus, Irak gibi ülkeler olacağız, ya da ben Türkiye’yim ve Türk milletiyim, kendi geleceğimi sizin çıkarlarınıza göre şekillendirmeyeceğim, sizin oyunlarınıza gelmeyeceğim, diyeceğiz. Ya ülkenin geleceği için, şerefli bir kalkınma ve savunma sanayii kurmak için yola devam edeceğiz ya da bana ne savunma sanayiinden ve kalkınmadan, nükleer santralden, iha, siha, tank, top, gemi, uçak ve araba imal etmekten, bu işleri süper ve erişelemez teknolojik güce ulaşmış ABD ve Batılılar yapsın, biz onların yapıp ettiklerini her halükarda uygun görür ve kabul ederiz, diyeceğiz…

Pazar günü avucumuzdaki kelebeğin yaşayıp yaşayamayacağına biz karar vereceğiz. Çünkü el de bizim, avuç da bizim. Aslında, öyküdeki gibi bilge adamın avucumuzdaki kelebeğin ölü mü, diri mi olmasını bilmesinin pek bir önemi yok. Önemli olan kelebeğin yaşaması. Nasıl olsa, kelebekler gibi siyasi aktörler de sonsuza dek yaşamıyor. Büyük fotoğrafa bakıp, kendi yol haritamızı çizmemiz gerek. Çözüm hepimizin elinde ve avucunda. Karar bizim. Karar hepimizin… Bu seçim, ülkemizin ikinci yüz yıllarını yani kendimizin ve çocuklarımızın yarınlarını belirleyeceğimiz unutulmaz bir seçim olsun. Çıkacak sonuç ülkemize, milletimize ve devletimize ve tüm gönül coğrafyamıza hayırlı olsun. Kalın sağlıcakla…

İsmail TANIŞMAN

 

DİĞER HABERLER