BEYAZ LİSTE Mİ, MAVİ LİSTE Mİ?

Beyaz Liste mi, Mavi Liste mi?

29 Eylül 2022 Perşembe 16:21

1 Ekim Cumartesi günü ITSO seçimleri yapılıyor. Yarışan iki adayımız var. Mevcut başkanımız Mustafa TUTAR ve Metin ÇELİK beyler. Her iki arkadaşımız da Isparta’da ticaret anlamında kendilerini ispatlamış kişisel özgül ağırlığı olan, ticari kamuoyunda karşılığı olan kariyer sahibi arkadaşlarımız. Yapılacak seçim şimdiden Isparta’mıza ve şehrimizin ticari hayatına hayırlı uğurlu olsun.

Yaklaşık on gündür ve adaylarımızın görüşmelerini ve medyadaki demeçlerini izliyorum. Her ikisi de hummalı bir koşuşturma içindeler. Her ikisine de başarılar diliyorum.

Mustafa TUTAR beyi işyerlerimiz yakın olduğu ve mevcut başkanımız olduğu için yakinen tanıyoruz. İşyerimize de uğrar. Çay içer, hasbihal eder, siyaset yapar, şehrimizi ve geleceğini konuşuruz.

Metin ÇELİK bey ile kendisini esnaf ve tüccar olarak tanımama bilmeme rağmen pek oturup konuşmuşluğumuz yok. Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde ticari alışverişimiz devam etmekte. Metin beyin, Kanal32’deki konuşmasını takip ettim. Beni çok şaşırttı. Şahsı ve yönetimi olarak herkese ve her siyasi kesime eşit mesafede olacağını ifade ederek kucaklayıcı bir tavır içinde olacaklarını belirterek tüm siyasileri de bu eşitlik mesafesine dâhil etti.

Bu ifadeler, bana uzun yıllar önce bir esnaf ağabeyimin tavsiyelerini hatırlattı. Rahmetli Yaşar PEHLİVAN ağabey demişti ki : “İsmailciğim, siyasetçiden zengin olmaz. Siyasetçiyle iyi geçinen, siyasetçiyle istifade etmeyi bilen, iş adamı, fabrikatör, sanayici zengin olur. İşini yaptırmak için siyasetçiye çay ısmarlarsın, hediye alırsın. Ama işin sonucunda, ihaleyi müteahhit, krediyi fabrikatör, teşviği sanayici alır. Sonuçta zengin olan onlardır. Politikacı burada siyasi irade ile tüccar arasında aracılık hizmeti görür.”

Otuz yıldır siyaset ile hemhal olan biri olarak bunu ben de yakinen müşahede etmekteyim. Isparta’da kalbur üstü tüccarlara baktığımızda bu anlamda geçmişte (1960’lı yıllardan bugüne) siyasetle iyi geçinen ve siyasetin tüccara, sanayiciye sunduğu teşvikleri değerlendirebilenlerin büyüdüğüne hepimiz şahit olduk.

ITSO oda kimliği ile tabii ki tüm sanayici ve tüccarımıza eşit mesafede durmalıdır. Ama siyasi iradenin şehre sunduğu/sunabileceği imkânları da araştırmak ve ulaşmak adına siyasetle sürekli irtibat halinde olmalı.

Ben ITSO’yu, yıllar önce Isparta Organize Sanayi’sine gelmek isteyip de kendileri ile küçük hesaplar nedeniyle ilgilenilmeyen ülkemizin büyük şirketleri ve kurumları ile hatırlıyorum. Aklımda az da olsa bu türden olumsuz hatıralar var. Bir ALGİDA Dondurma fabrikasına yer verilmeyişi. Bir Tuzla Piyade Okuluna yer gösterilmeyişi. Bir HENKEL’e istediği alanın bulunamayışı gibi.

Bana göre bu şehrin ekonomik ve ticari anlamda lokomotifi ve lideri ITSO’dur. Dolayısıyla komutanı da ITSO başkanıdır. Savaşı komutan kazanır, komutan kaybeder. Elindeki enstrümanları optimum şekilde değerlendirerek şehre gerekli ticari katkıyı sunacak olan başkandır. Diğerleri yardımcı rol üstlenirler. Bunu yıllarca Şevket beyin başkanlığındaki ITSO yönetiminde gördük. Dileğimiz aynı lokomatifliğin değişen şartlara intibak ve intikal ederek güncel şartlarda şehrin ülkenin siyasi iradesinden gerekli katkıyı alacak anlayışın ITSO yönetimine gelmesi.

 

Zira ben biliyorum ki Amerika’da Trump gidiyor, Biden geliyor. Dünyanın diğer ülkelerinde farklı siyasi iktidarlar değişse bile iş başına kim gelirse gelsin, kim başkan seçilirse seçilsin ülkenin kalın hatlarla çizilmiş politika çizgisi değişmiyor. Amerikanın dünya ülkelerindeki ticari ve ekonomik menfaatleri en yüksek düzeyde korunuyor, kollanıyor. Gelen başkanlar da o minval üzere hizmet etmeye çalışıyorlar. Bence, ITSO başkanlığımız da böyle bir çizgiye ve yapıya kavuşması lazım. Siyasi iktidar ne olursa olsun bu şehrin ekonomik menfaatlerini kolluyacak anlayışa kavuşmak lazım.

Bu şehir adına o kadar üzülüyorum ki, bu şehir adına hizmet etmeye şeçilmiş otoriteler varken atanmış otoriteler bu şehre yol haritası çizmeye çalıştılar. Yok ilim şehri, yok kültür şehri, yok sağlık şehri olsun gibi.

Kanımca, yeni seçilecek ITSO yönetiminin ilk görevi bu şehrin elli yıllık, yüz yıllık yol haritasını çıkarmak olmalı. Bu günden tezi yok, atanmış ve seçilmişler geçmişte yapılanları yıkmak yerine, yapılanların üstüne bir tuğla koymayı ideal edinmeli. Bakın Konya, Antalya ve Denizli’ye. Yaklaşık otuz yıl önce hepimiz bu iller aynı ekonomik düzeylerde değil miydik? Şimdi aramızdaki farkı görebiliyor muyuz? Haydi vira Bismillah. Kalın sağlıcakla…

DİĞER HABERLER