Biz de çocuklarımız değer görsün, iyi eğitim alsın istiyoruz
Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılarak yeniden inşa edilmek üzere tahliye edilen Isparta Özel Eğitim Uygulama Okulu’nun velileri aradan geçen iki yıla rağmen hiç bir şey yapılmadığını, mevcut öğrencilerin eğitime devam etmesi için halen bir başka okula gittiğini, ancak fiziki yetersizlikler nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını belirterek, belirsizliğini sürdüren okullarına ne zaman kavuşacaklarını sorarak ilgililere seslendiler.
Çocuklarının eğitiminde fiziki standartların son derece önemli olduğunu söyleyen anneler, geçici olarak geldikleri okulda fiziki imkansızlar içinde büyük zorluklar yaşadıklarını dile getirip, “Çocuklarımızın durumu nedeniyle göz ardı mı ediliyoruz” sözleriyle duygularını ifade ettiler.
Okul Aile Birliği Başkanı Mümine Altıntaş yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlattı:”Okulumuz iki yıldır deprem uygulaması dolayısıyla tadilata alındı ama ihalesi bir türlü sonuca bağlanmadı ve okulumuz bize teslim edilmedi.Sayın valimizden ve diğer makamlardan yardım rica ediyoruz.İki yıldır bekliyoruz ama okulumuzun inşası için bir türlü faaliyete geçilmedi. Çocuklarımızla birlikte biz çok sıkıntıdayız.Veliler olarak kendi imkanlarımızla okulun karşısında bir ev tuttuk çocuklarımıza yardımcı olmak adına.Burada bir sürü sıkıntılarımız var. Okul olarak bize uygun bir okul değil, sınıflar dar, teneffüslerde çocukların hareket edebileceği bir alan yok, okul çıkışında servis sıkıntısı yaşıyoruz.Sınıflarımız çok küçük, okulda tek klozet olması nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz,ayrıca çok dar alan olduğu için tekerlek sandalyede olan çocuklarımız tuvaletlerimize sığmıyor.Okulumuzda olduğu gibi burada eğitim alanların hiçbiri yok .Uygulama evlerimiz,spor salonlarımız yok,hepsi kısıtlanmış oldu. Bakımına muhtaç olduğu için çocuğunun yanından ayrılamayan anneler de atölyelerde çalışıyorlardı şu an onlarda bu bakımı yapamıyor, zorlanıyorlar. Tüm anneler hepimiz burada böyle, bu şekilde okul karşısında kiraladığımız bu evde bekliyoruz.
Spor konusunda örneğin ,jimnastik eğitimi alıyordu benim çocuğum olsun birkaç öğrenci ve buradan yarışmalara gidiyorduk.Bunları yapacak yer olmadığı için bütün çalışmalarımız kısıtlandı maalesef.Çocuklarımız yaptıkları faaliyetlerden soğudular.Onlarda gündelik hayatlarında yapacakları eğitimi çok güzel alabiliyorlardı. Okulumuzdaki atölyelerde olsun,evimizde olsun uygulamayı yapıyorlardı. Fakat şu an her şeyimiz kısıtlandığı için hiç bir şey yapamıyoruz. Hatta bir planlama programlama yapıp dışarıya da gidemiyoruz.Burada ki imkansızlıklar içinde elimizden ne gelirse bu alanlarda onu kullanmaya çalışıyoruz ama biz bir an önce okulumuzun bize teslim edilmesini rica ediyoruz. Atölyelerimize kavuşmak, tekrar üretime geçmek ve öğrencilerimiz için daha güzel eğitim alsın istiyoruz.”
Okul içinde bekleyeceği bir alan olmadığını söyleyen bir başka anne de,”Çocuğum bebek gibi konuşuyor ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Bu nedenle ara ara okula gidip bezini değiştirmek için bütün gün okul karşısında veliler tarafından kiralanan evde bekliyorum”sözleriyle ifade etti yaşadığı sıkıntıyı.
“Biz değer görmek istiyoruz” diyerek seslendi bir başka anne de ve şu sözlerle devam etti yaşadıklarını anlatmaya ;”Çocuklarımızın gelecekte bir şey olmaz diye göze ardı edilmesini istemiyoruz.Bizlerde eğitimdeki hakkımızı sonuna kadar kullanmak istiyoruz. Dar kullanışsız yerlerde ya da çocuklarımızın rahat edemediği yerde kalmak istemiyoruz.Büyüklerimizin yardımını bekliyor, bir an önce okulumuzun yapılıp, eğitimimizi doğru düzgün almak istiyoruz.Okula gitsinler, saatlerini doldursunlar gitsinler diye düşünülmesin istiyoruz.Çocuklarımız için 12 yıl boyunca bir eğitim var mı ? biz o eğitimi hakkıyla almak istiyoruz.Buradaki eğitimde bizim dersimiz şu an 30- 35 dakika, yarı zamanlı geldiğimiz için ders saatlerimiz bile azaldı, yani yeterli olmuyor.Çocuklarımızı okul ortamına getirmek zaten çok zor ,bir de ders saatlerimizin zamanını düşürdüler. Bunun için çocuklarımız eğer 45 dakikaysa,45 dakika kalmalılar. Azaltmanın bir anlamı yok eğitimden.Biraz önce arkadaşımın dediği gibi çocuklarımızdan hiçbir şey olmayacağını düşündükleri için yani 30 dakika olsa da olur,olmasa da olur.Zaten çocuklarınız 10-15 dakika sonra sıkılıyor diyorlar. Sıkılabilirler ama ben o çocuğumu evimden buraya getirirken çok zorluk çekiyorum.Giydirmesi,evden dışarıya çıkarması o kadar zor ki,yani bunları görmeliler. Bizleri ikinci sınıf insan olarak değerlendirmemeliler.
O kadar çok fedakarlık yapıyoruz ki aslında buraya gelebilmek için, diğer çocuklarımız evde bırakıp geliyoruz.Kimisini babaannesine ,kimisini komşumuza bırakıyoruz. Anneler olarak bu çocuklarımızın peşindeyiz.”