Boşanma aşamasında çocuklara dikkat
HABER/ ALİ ÇEVİKBAŞ Isparta'da Uzman Psikolog Meliha Işık, boşanma sürecinin çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerini anlattı. Ebeveynlerin tutumlarının bu süreçteki önemine dikkat çeken Işık, boşanmanın bir çocuk için travmatik olup olmayacağı, en çok anne ve babanın iletişim biçimleri, tutum ve davranışlarında gizli olduğunu söyledi.
Ebeveynler, süreci ne kadar sağlıklı yönetirse, çocuklar için de o kadar baş edilebilir ve az travmatik bir deneyim olacağını ifade eden Işık, açıklamasında; “Evlilikte uyum sorunları yaşayan bireylerin, çocuklarında elbette öncelikle ruhsal açıdan etkilenme bekliyoruz. Bu etkilenmeler genelde kısa dönemli veya uzun dönemli sonuçlarıyla kendilerini gösterebiliyor. Genelde daha küçük yaş gruplarında veya duygusal olgunlaşma düzeyine göre değişebilen çocuk gruplarında hemen tepkisellik yanlı kısa dönem sonuçlarıyla daha sık karşılaşıyoruz. Strese bağlı tepkiler, kaygı düzeyinin artmasına bağlı psikolojik semptomlar, okul süreçlerine dair olumsuzluklar, akran ilişkilerinde bozulmalar ve aile üyeleri ile yaşanan sık iletişim problemleri, çatışmalar gibi birçok sonucu görmeyi bu dönemde sayabiliriz. Çocuklarda çatışmalı aile ortamında büyümeye bağlı uzun dönemde ortaya çıkan sonuçlar ise terapilere aslında daha sık başvuru aldığımız konular. Genelde daha içselleştirilmiş ve tutuma, davranışa dönüşmüş uzun dönemli sonuçlarda karşılaştığımız bireylerde, çocukluk geçmişindeki çatışmalı aile ortamı, bireyin bırakmak ve uzaklaşmak istediği, şikayetlerini üreten bir romantik partner veya arkadaşlık ilişkisini travmatize bir biçimde yaşadığını görebiliyoruz. Yani sorunlu evlilik ortamında büyüyen çocukların çalkantılı, sağlıksız ve daha takıntılı ilişkiler üzerine bir yaşam stili kurmaya meyilli olduklarını fark ettiğimi söylemeliyim. Evliliklerde çatışmaları ve buna bağlı olarak çocukların asgari düzeyde dahi olsa etkilenmeleri kaçınılmaz görülüyor, ancak yoğun çatışmadan kastedilen şeyler düşündüğümüzde, bahsettiğimiz etkilenmelerin çocukların yaşı, cinsiyet, sosyal psikolojik kaynakları gibi durumlara göre değişebilmektedir. Çocukların en sık karşılaştığımız duygusal tepkiler arasında evliliğin bitebileceğine dair algılanan tehdite bağlı korkular, çatışma nedenlerini kendilerine bağlamalarından dolayı oluşan suçluluk, ortaya çıkan çatışmaları çözebilme yetenekleri açısından ise yetersizlik hissetme duygularını sıklıkla biliyoruz. Şimdi ve gelecekte ise çocuğun kendisi ile olan ilişkisi de dahil olmak üzere diğer tüm yakın ilişkilerinde kalıcı etkilerin görebildiğimiz de söylenebilir. Aslında çoğu boşanma olgusunun sanılanın aksine, çift oluşturan bireyler açısından çoğu çözüm yöntemlerinin denendikten sonra gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. İlişkiler zaman zaman kötüleşebilir ve bir yerden sonra bir ilişkiyi sürdürebilecek değişkenler hasar aldığı için evlilik süremeyebilir ve ömrünü tamamlayabilir. Elbette kimse boşanmak üzere evlenmez, ancak herkes ilişkide yarı ihtimalle (en az devam edebilme ihtimali kadar) bir boşanmanın var olabileceğinden haberdar. Dolayısıyla şartların üst üste ihlalinden sonra ortaya çıkan tabloda çift oluşturan bireyler, aile üyelerinin zarar görmeye başladıysa boşanmak, aile adına rahatlatan bir çözüm yolu olabilir. Sanılanın aksine boşanma nedenlerine de bağlı olarak bazen travmatik bir deneyim gibi algılansa da asıl travmatik deneyimler ailenin boşanma sürecinin öncesi, esnası ve sonrasında ortaya koydukları iletişim ve davranış biçimleri olabilir. Bir çocuk için boşanma olgusunun travmatik bir deneyim olup olmayacağı en çok anne ve babanın duruma dair iletişiminde, tutum ve davranışlarında saklıdır. Unutmayalım, boşanma konusu çift için ne kadar baş edilebilir bir süreçse, çocuklar için de o denli baş etmesi kolay ve rahatken; aile adına baş etmesi zor, travmatik bir süreç anlamına geliyorsa çocuklar için o denli travmatik bir deneyim olacaktır” dedi.
BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOCUKLARLA SAĞLIK İLETİŞİM ÖNEMLİ
Meliha Işık, çocuğa rağmen evliliği sürdürmenin çiftin ilişkisi için gerekli olabileceğini ancak çocuklar için travmatik sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Işık, boşanma kararı alınırken çiftlere terapi önerilmesi ve çocuklarla açık iletişim kurulması gerektiğini, ayrıca tartışmalarda kişiselleştirme ve suçlama dilinden kaçınılması gerektiğini vurguladı. Işık, “Ebeveynler ilişkilere çok yakından bakarken, aralarındaki çatışmaların kendilerine nasıl geldiğini görmekte zorlanabilirler. Çocuklar aileler için süresiz bir kamera görevini görmekte ve bu durumda her zaman çift ilişkisinde daha uzaktan bakabilmektedirler. Bu nedenle çiftin mutsuzlukları elbette en çok onlar tarafından daha açık görülecektir. Sözlü ve sözsüz iletişimde, hatta evin içeriğinde açığa çıkan enerji ve dinamiklerle de çiftin mutsuzluğu kendisini çok rahat çocuğa hissettirebilecektir. Yani evet, çocuklar ev içerisinde ortaya çıkan tüm duygular için bir ayna görevini farkındalıklar yaşayacaklardır. Öncelikle evliliğin sonlandırılmak istendiği ancak çocuk adına sürdürme fikriyle aldığımız başvurularda endişeli olabileceğimizi söyleyebilirim. Çünkü çoğu zaman önerimiz ilişkinin sınavlarını atlatamadığı aşamalarda asıl çocuk için boşanılması gerektiği yönündedir. Bir çocuk için boşanılma gerekliliğine dair her şeyin yaşandığı bir ailede, psikolojik hasar görerek büyümek; boşanmanın kendisinden çok daha travmatik. Bu nedenle çocuk için sürdürülmek istenen ilişkilere, çocuğa rağmen evliliği sürdürme konusu çiftin sağlıklı ilişkisi adına belki gerekli ancak oldukça yetersiz bir konudur. Boşanma kararı almak gibi bir konuda çiftlere ve ailelere mutlaka terapi önermekle beraber; çocuğa sürece dair açık iletişim kurulmasını, yaşanan tartışmalarda çocukların kişiselleştirme yapma ihtimallerini önlemelerini, aile üyelerinin suçlayan veya yetersiz algılatan bir dilin üyeler arası asla kullanılmaması gerektiğini ve tabii ne olursa olsun sadece karı kocalık rollerinin bittiğini ama anne ve baba olarak her zaman hayatlarında olacaklarını çocuklarına iletmek oldukça önemliyken, dikkat edilecek en önemli şey ise tüm bunların gerçekleşeceğine dair yeterince somut ve dengeli kalabilmek olacaktır” şeklinde konuştu.