DOST KAZANMA VE İŞ BAŞARMA SANATI

Eski başkanımız Hasan bey döneminde çalışmaları tamamlanan ama bir türlü oluşturulamayan Kent Konseyini Günaydın başkanım benim de sık sık yaptığım hatırlatmalar neticesinde 2012 yılının son aylarında cezai müeyyideden kurtulmak için apar-topar oluşturu verdi.

15 Ocak 2013 Salı 16:50
Konsey de kendi içinde görev bölümü yaparak Bülbül hocamı başkanlığa getirdi. İlk ayı kendilerini Isparta bürokrasisine tanıtarak geçiren Konseyimiz, ilk şovunu da geçen günlerde yaptı. Dereboğazı yolunun duble yol olması için MHP ve CHP'lilerle bir araya gelerek, yolun yatırım planına alınmamasını kazma-kürek protesto ettiler. Kent konseyinin bu ilk icraatı ne kendilerine, ne de başkanı olan Bülbül hocama bence hiç yakışmadı. Okuduğumuz, öğrendiğimiz kadarıyla bilim; eldeki verilerle, çalışarak ve üreterek insanların problemlerine çözüm üretmeye çalışır. Ama bilimin siyaseti de, tarafıda olmaz. Çünkü bilim evrenseldir. Deniz seviyesindeki basınç, Akdeniz'in sakin bir kıyısında da aynıdır, Amerika'nın Miami sahillerinde de aynıdır. Bilim siyasi davranmaz, siyaseten ayrım da yapmaz. Siyaset ve bilim belki birbirleri ile karşılıklı ilişkiler içerisindedirler ama her ikisi de birbirine alternatif olmazlar. Bilim olması gerekeni ortaya kor, çözümleri önerir, ihtiyacı olan işadamı, siyasetçi ya da herhangi birey bilimsel sonuçları değerlendirirse ürün, fayda ve başarı elde eder. Bülbül hocamı yakından tanımıyorum. Sadece geçenlerde İl genel meclisi eski başkanımız Kadir DAL beyle Engelliler Platformu programında izledim. Orada gördüğüm hocam bilim adamı olarak, ak şaçlı olarak kendisinden beklenen duruşu sergileyip, sürekli Kadir DAL beyle uyum içerisinde ve akademisyen sıfatıyla Kadir DAL beyin eksik bilgilerini tamamlayarak, polemiklerden uzak durup konuyla ilgili ve alakalı vatandaşın bilmesi gerekenleri doğru kelimelerle doğru şekilde ifade ederek beni çok etkilemişti.   Hocamın konsey başkanı seçildiği gün doğru orkestra şefi diye de çok sevinmiştim. Ama Bülbül hocam, Kent Konseyinin ilk icraatında kendisinden beklenmeyecek bir şekilde, MHP ve CHP'nin dümen suyuna girerek, Dereboğazı yolunun yapımını çözmek için uzlaşma, dayanışma, yol gösterme gibi bir ombdusman olarak gayret göstermek yerine, henüz arka planını göremediğim bir gerekçe ile iktidar partisi AK PARTİ'yi köşeye sıkıştırma ve il teşkilatına siyaseten gol atma çabası içine girdi. Böylece tüm kamuoyu gibi beni de çok şaşırttı. Bilim adamı olan hocam böyle bir sivil inisiyatif hareketinde iktidar partisini yanına almadan herhangi bir yol kat etmenin mümkün olmadığını herhalde biliyordur. Ancak sayın hocam kendisini konseyin başına getiren iradeye muvafık davranarak, ilk icraatında muhalefet kanadının gözü-kulağı olacağını maalesef ispat etmiştir. Tabii ki herkesin bir iş yapma, iş bitirme kabiliyeti vardır. Hiç kimsenin buna bir itirazı yok. Ancak 5393 sayılı kanunla kurulması zorunlu olan, "şehrin sağlıklı bir şehir olması adına çalışmalar yaparak, aldıkları kararları başta belediye olmak üzere çeşitli kurumlara tavsiye etme görevi" olan Kent Konseyimiz ilk icraatında karar almayarak, eylem yaparak asli görevine bir anlamda ihanet etmiştir. Tekraren söylemek gerekirse, konseyler icra makamı değil, karar alma, aldığı kararı tavsiye etme birimlerdir. Bu türden üst bir seviyeden bir çıkış yaparak icraata başlamak, konseyimizin ruhunda bulunması gereken "tüm hemşerilerimizi kucaklamak ve şehirde demokrasi kültürünün oluşmasına zemin hazırlamak" prensibine hiç mi hiç uymadı. Konuyla ilgili bir örneği vermeden de geçemeyeceğim.  Şehrimizde sivil bir teşebbüs olan Makine Mühendisleri Odası başkanımız Hasan AKILLI beyin hızlı tren ile ilgili önerisini hocama hatırlatmadan da geçmeyelim. Hasan bey "Hızlı trenle ilgili çalışmaların bir an evvel başlaması gerekir.  Ancak kazma kürekle yollara çıkıp eylem yapmak yerine bakanlıklarla işbirliği halinde olup, medeni bir şekilde Isparta'yı hızlı tren projesine dahil etmemiz gerekiyor" diyor. Benden söylemesi...

DİĞER HABERLER