Geçmişin anıları burada
Haber/Gamze HAN - Isparta’da 30 yıldır antikacılık yapan Kadir Köken, eski eşyaların sadece dekoratif birer obje olmadığını, geçmişin anılarını ve yaşanmışlıkları geleceğe taşıyan kültürel miras olduğunu söyledi.
Bu işe ilk adımını, bir komşusunun kendisine hediye ettiği 3 bakır Osmanlı parasıyla attığını söyleyen Köken, açıklamasında; “Cebimde saklardım. Bir gün köyde, Almanya’dan gelmiş biriyle karşılaştım. Paraları satar mısın diye sordu. O zaman için iyi bir rakam teklif etti. Paraları sattım. Ardından eski evlerden, komşulardan izin alarak, o zamanlar çok bulunan kılıç, kama gibi eski eşyaları toplamaya başladım. Zamanla bu işi alım-satıma döndürdüm ve meslek haline geldi. Beni en çok etkileyenlerden biri ise gelinlik eşyaları, takılarıdır. O dönemde aileler kızlarına alnına takar ya da fesin kenarına işlerdi. Evlenme arzusu, yuva kurma isteği çok barizdi. Delinmiş paralarla süs yapılırdı. Bunlar benim çok ilgimi çekerdi çünkü bir ailenin temelinin atılmasını izlemek gibiydi. Gelin, o süsü umutla işlerdi. Yokluk zamanında, bezin üzerine boncuk dizer, sevdiklerine hediye ederdi. Cebindeki tüm maaşını verip cep saati alanları dinledim. Çünkü bu işin neresinden tutarsan tut, bir yaşanmışlık kokusu vardır. Şimdi kullan-at dönemindeyiz ama 100 yıl önce yapılmış bir kahve değirmeni hala çalışıyor. Bir cezveye hayranlıkla bakabiliyoruz. Atalarımız çaresizlik zamanında bakır bilekliklerle tedavi yolları aramış, ayakta kalmaya çalışmışlar. Akşam burayı kapatıyorum, sabah açtığımda o kokuyu aldığım anda dünyam değişiyor. Kimine kötü gelebilir ama benim için bu bir yaşam tarzıdır. Bu çok zor bir iştir. Çünkü hangi eşyanın ne döneme ait olduğunu, ne amaçla kullanıldığını üzerindeki detaylardan anlamak zorundasın. Her ürünün üzerinde tarih yazmaz. Bu iş sezgi, bilgi ve dikkat ister” dedi.
Antikacılıkta taklit ürünlerin arttığını ancak bazı eski eşyaların hem işlevsel hem de anılarla dolu olduğu için gerçek bir değere sahip olduğunu söyledi.
Köken; “Bugün bu mesleğin de eksik yanları var, fazla yanları da. Özellikle işi bilmeyenlerin yaptığı taklit ürünler çoğaldı. Kimisi sadece dekoratif eşya yapıyor, kimisi dönem ürünü diye sahte şeyler satıyor. Ama bazı objeler hem dekoratif hem de işlevsel. Mesela kahve değirmenleri hem dönemin ruhunu yansıtıyor hem de hala kullanılabilir. Sandıklar, eski radyolar, lambalı müzik kutuları, gramofonlar, pikaplar, plaklar hepsi çok özeldir. Bu ürünlere gönül vermiş gizli bir hayran kitlesi var. Öyle ki, bir plak dışarıdan bakınca sıradan bir plastik gibi görünebilir ama aslında anılarla doludur. İnsanlar Avrupa’ya gitmiş, eşi çocuğu burada kalmış, o dönemin plağı o özlemi hatırlatır. O yüzden plak vazgeçilmezdir. Hele ki eski dönem baskıları. Yeni plaklar filtrelenmiş sesle çıkıyor, sanatçının sesi kadife gibi ama duygu yok. Oysa eski baskılarda sanatçı plağa yüreğinden okumuş” diye konuştu.
Antikaların uzun ömürlü olması için amatörce müdahaleler yerine, deneyime dayalı özel bakım yöntemleri uygulanması gerektiğini vurgulayan Köken, açıklamasında; “Antikayı korumak öyle amatörce yapılacak bir iş değil. Hızlı yapıştırıcıyla tamir etmek ya da zeytinyağıyla silmek antikaya zarar verir. Eğer bir eşya 100-150 yılı devirmişse, sonraki 200 yılı da görebilmesi için doğru bakım yapılmalı. İnternette bu bilgiler yok. Bu işi yıllardır yapanların kendi geliştirdiği yöntemleri var. Mesela halı, kilim ben çırayla koruyorum. Ahşap için marangozdan tahta alıp değil, eski tahtayla uyumlu şekilde tadilat yapılmalıdır. Gonglu bir saatin sadece sesi rahatsız ediyor diye içini söküp pilli saat koymak olmaz. Bu tür saatlerin bakımlarını ücretsiz yapıyorum çünkü korunmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.