Enver Taha Aydın yazıyor
Isparta Belediye Başkanı Yüksek Mimar Yusuf Ziya Günaydın geçtiğimiz Ramazan ayından bu yana uzak-yakın demeden hemen hemen tüm köylerde etkinlikler düzenliyor. Bu etkinlikler; gözünü siyaset bürümüş, -sabit düşünceli insanlar dışında- bir çok kesim tarafından taktir ve tebrik ediliyor. İflah olmaz bir MHP ve Yusuf Ziya Günaydın düşmanlığı yapan kesime zaten söyleyecek veya anlatılacak bir şey yok. Onların gözünde siz ne yaparsanız yapın yanlıştır.
Peki bu köy etkinlikleri ile Başkan Günaydın ne yapmaya çalışıyor?
Sayın Günaydın’ın köylerdeki etkinliklerle nereye varmak istediği; AKP İl Başkanı Osman Zabun’un, “Büyükşehir, bütünşehir söylemleri sonrası geliştirilen bu proje, Isparta büyükşehir yadabütünşehir olmazsa da devam etmelidir” sözleri gibi sığ ve basit bir cümleye hapsedilemez. (Bu arada yeri gelmişken Sayın Osman Zabun’un AKP İl Başkanlığına devam edeceği haberlerini de memnuniyetle ve sevinçle karşıladığımı belirtmek istiyorum.)
KÖYLER KENDİ ÖZÜ İLE PARLAYACAK
Isparta Belediye Başkanı Yüksek Mimar Sayın Yusuf Ziya Günaydın geçtiğimiz Ramazan ayında başladığı köy etkinliklerinde 3 ana konuyu hedefine koydu.
BİR: Bugüne kadar unutulmuş, seçimden seçime hatırlanmış ve verilen sözlerin hiç birisi tutulmamış olan köylerde devletin varlığını hissettirmek. Öyle ki; Isparta Belediyesi herhangi bir köydeki etkinlik için 200 kişilik bir ekiple o köye gidiyor. Orada en ufak çocukların oyun balonları ile oynamasından (köy yerinde yaşayan bir çok çocuk bu oyuncakları hayatında ilk defa görüyor ve o çocukların gözlerindeki mutluluğun sebebi olmak milyonlarca liralık yatırıma bedel), o köyün bir ihtiyacının giderilmesine kadar her türlü detay düşünülüyor.
İKİ: Isparta Belediyesi tarafından düzenlenen Yöresel ve Doğal Ürün Günleri için çalışmalar yürütülüyor. Başkan Günaydın’ın özellikle son 1 yıldır hassasiyetle üzerinde durduğu içine herhangi bir kimyasal karıştırılmamış, gübresine varana kadar doğal yollardan yetiştirilmiş ürünlerin üretilmesi konusunda köylüye kol kanat geriliyor. Bu proje sayesinde hem köylü doğal yollardan ürününü üretiyor ve pazarlıyor hem de vatandaşımız doğal ve sağlıklı ürünler tüketebiliyor. Dünya devi firmaların (özellikle yabancılar) daha fazla para kazanma hırsıyla insanların sağlıklarını hiçe saydıkları bir ortamda Başkan Günaydın’ın bu çalışması kendi tabiri ile “bir deveye karşı karınca hareketi” olsa da tarihe not edilmesi gereken bir harekettir.
ÜÇ: En önemli amacı sona sakladım. Çünkü bu amaç önce bir köyün sonra bir ilin daha sonra ise bir ülkenin nasıl kurtulacağına en büyük örnektir.
Şöyle ki; Isparta’nın tüm köyleri en az bir ürünü ile meşhurdur. Bu ürünün ön plana çıkarılması, reklamının yapılması ve satışının doğru bir şekilde icra edilmesi halinde o köyün nasıl parladığına en büyük örnek lavanta merkezi Kuyucak’tır. Kuyucak bunu başararak her yıl dünyanın dört bir tarafından yüz binlerce turisti ağırlamaya başlamış ve o köyde yaşayanlar ise refaha-feraha kavuşmuştur.
Isparta Belediye Başkanı Sayın Günaydın da, Kuyucak’ta yaşanan bu olumlu gelişmenin diğer köylerimizde de yaşanabileceğine inanarak bir yola çıkıyor. Bunlardan ilki 11 Kasım Cumartesi günü Gelendost’un Çaltı Köyünde yapılacak olan Sarımsak Festivali ile başlıyor.
Peki neden Çaltı?
Dünyanın en iyi sarımsağı bu köyde yetişiyor. Bugüne kadar reklamı iyi yapılan, halka anlatılan tek sarımsak merkezi Kastamonu Taşköprü. Fakat Taşköprü sarımsağı ile Çaltı sarımsağı arasında dağlar kadar fark var. Bu farkın en belirgin olanları ise; Taşköprü sarımsağı sulak alanda yetiştiği için ömrü sadece 6 ay sürüyor. Çaltı sarımsağı ise tamamen susuz bir tarlada yetiştiği için ömrü 9 ay sürüyor. Sulu ve susuz üretilen sarımsağın birbirinden farkı ise ömrünün uzun veya kısa olmasından daha çok aromasının miktarı. Aslında Çaltı sarımsağı hem boyut hem dayanıklılık hem de aroması itibariyle Taşköprü sarımsağından daha kıymetli.Ancak az öncede belirttiğim gibi bu köyün ve üreticinin bugüne kadar kimse elinden tutmadığı için Taşköprü sarımsağı kadar bilinmiyor.
Çaltı köyünde şu anda 18 bin dönüm arazinin sadece 3 bin dönümünde sarımsak üretiliyor. Ancak Başkan Günaydın’ın bu desteği sayesinde artık 18 bin dönümün tamamında sarımsak üretilecek ve tüm dünyaya bunun pazarlanması yapılacak. Günaydın’ın hedefinde ise; köydeki lise öğrencilerine Oğuzata Dershanesi vasıtasıyla ücretsiz eğitim verip üniversite okutmak ve onları meslek sahibi yapmak. Hedef bununla da bitmiyor; mesela köyden bir mühendis çıkarsa o çocuğun köyde kalarak o zamana kadar parasını kazanan köylülerine hizmet etmesini sağlamak.
Başkan Günaydın, “Tüm köylerimizde bir ışık var. Biz bu ışığın voltajını yükselterek tüm ülkeyi aydınlatmasını sağlayacağız. 3 senede köyün çehresi değişecek. Bir köyün geleceğini değiştirebilirsek ülkemize en büyük hizmeti yapmış oluruz” diyor.
Günaydın’ın vizyonu ve misyonu işte bunlar.
Şimdi size soruyorum;
Farz edelim ki Isparta Büyükşehir olacağı içinSayın Günaydın da köylerden oy almak uğruna bu çalışmaları yapıyor.
Ne zararı var?
Bu yapılanlar kötü mü?
Bence oy almak için bile olsa bugüne kadar bu çalışmaları yapmayanları eleştirelim.