ISPARTA’YA VEFA BORCUM VAR

ISPARTA’YA VEFA BORCUM VAR

08 Aralık 2018 Cumartesi 17:07

İYİ Parti Belediye Başkan Adayı Gökmenoğlu, derdinin Isparta’ya hizmet etmek olduğunu belirterek, “Çünkü bu memleket beni adam etti, bu memleket beni bağrına bastı, ben bu memleket sayesinde baro başkanı oldum, her şeyimi bu memlekette edindim.” dedi.

İYİ Parti Isparta Belediye Başkan Adayı Av. Gökmen Hakkı Gökmenoğlu, siyasetin s’sini yapmadan kendini belediye başkan adayı olarak buldu. Kimileri aday olabilmek uzun vadeli planlar yapıp, partinin çeşitli kademelerinde çalıştıktan sonra binbir takla atarak ancak aday gösterilirken, Gökmenoğlu’na aday olması için dökülmedik dil kalmadı. Adaylık sürecinin sonunda, başvuru süresinin tamamlanmasına dakikalar kala Gökmen Gökmenoğlu, annesinin de rızasını alarak müracaatını yaptı… Gökmen Bey’i Ankara dönüşü ofisinde ziyaret ettik. Gelen gidenin, telefonla arayanın haddi hesabı yok. Neyse sağolsun, o hengamede röportajımızı yapacak bir süre ayırdı ve az sonra okumaya başlayacağınız söyleşiyi gerçekleştirdik. Sayın Gökmenoğlu’nu çok ümitli ve kararlı gördük. Mesleğini icra ederken Ispartalılarla kurduğu diyaloglara güveniyor, projelerine güveniyor, adayı olduğu partisine güveniyor. Hatta daha ileri gidelim AK Partililere güveniyor, CHP’lilere güveniyor, DP’lilere güveniyor… “Isparta’nın üzerindeki kara bulutları dağıtacağım” diyor, “lokomotif olacağım” diyor, “adaleti, hukuku getireceğim” diyor... Bence güzel bir röportaj oldu, sonuna kadar okumanızı öneririz, haydi iyi okumalar…

-- İlk sorumuz şu olsun; Niçin İYİ parti?

Ben Isparta’ya hizmet etmek için yola çıktım. Baro başkanlığını bıraktım. Orada küçük imkanlarla büyük şeyler yaptığımı düşünüyorum. Kötü bir avukatlık yaptığımı da düşünmüyorum. Yaklaşık 22 yıllık avukatlık, 33 yıllık Isparta mazimde çoğu insanla görüştüm, dertleştim, not tuttum,  Isparta’ya nasıl hizmetler yapılabileceğini çok iyi tespit ettim. Bu gün de bu imkanı sağ olsun bana İYİ Parti sundu. İYİ Parti Genel Başkanına teşekkür ediyorum, tüm teşkilata teşekkür ediyorum. Valla beni İYİ Parti keşfetti.  Ama bakın, İYİ Parti keşfetmiş olabilir ama ben, AK Partili dostlarımdan oy istiyorum, ben MHP’li dostlarımdan oy istiyordum, ben CHP’li dostlarımdan oy istiyorum, ben Demokrat Partili dostlarımdan oy istiyorum, Isparta’nın tüm tabanından oy istiyorum.

SİYASETÇİ DEĞİLİM

Ben siyasetçi değilim, bunu bir defa net olarak söyleyeyim. Beni Ahmet aradı, Mehmet aradı diyorlar, hayır efendim, ben annemden aldığım icazetle siyasete girdim.  Ben siyasetçi değilim. Siyasetteki, siyasi partiler içindeki kısır döngüler beni hiç alakadar etmiyor. Ben hizmetimle yarışırım, onların içindeki kavgaları, dövüşleri, o olmuş, bu olmuş benim umurumda değil. Mevcut başkanımız dahil olmak üzere aday olan bütün arkadaşlarıma başarılar diliyorum, hayırlı ve uğurlu olsun. Neden? Bu bir hizmet yarışıdır, onun için yola çıkılmıştır…

ISPARTA’YA VEFA BORCUM VAR

Benim derdim kaos değildir, benim derdim çekişme değildir, benim derdim herhangi bir usulsüzlüğü ortaya çıkaran kara propaganda yapmak değildir.  Benim derdim Isparta’ya hizmet yapmaktır. Projelerim hazır, Isparta’ya bir vefa borcum var. Çünkü bu memleket beni adam etti, bu memleket beni bağrına bastı, ben bu memleket sayesinde 5 dönem baro başkanı oldum. Arabamı aldım, evimi aldım, her şeyimi bu memlekette edindim. Şimdi de bu memlekete vefa borcumu ödemek istiyorum.  Siyaset sahnesinden gelen biri değilim.

--Yanlış mı biliyoruz, son güne hatta son anlara kadar kararsız ya da niyetsiz durmuşsunuz. Ne gibi çekinceleriniz vardı, sizi kim ikna etti?

1’inde istifa etmemiz gerekiyordu. Saat 14.00 itibariyle istifa ettikten sonra düşündüm taşındım, hesap yaptım, annemin muvafakatini alamamıştım. Yaklaşık bir hafta annemi aradım. Annem siyaset yapmamı istemedi, siyasete girmemi istemedi. Çünkü siyasetin riskli bir alan olduğunu söyledi. Mecranın kötü olduğunu, benim bir meslek odasında, baroda mücadele vermemi istedi. ‘Ama anne bu mücadeleyi Isparta ile tanıştırmak istiyorum, Isparta’ya hizmet etmek istiyorum, gel şu analık hakkını helal et’ dedim. ‘Sütümü helal etmem’ dedi ilk önce, bana ‘yapmayacaksın’ dedi. 3-4 defa aradım annemi. Yemin ediyorum size, gerçek bu. En sonunda rahmetli babamın yanına gönderdim annemi, ‘git bir de babama danış bakalım’ dedim ve annemi zar zor ikna ettikten sonra ‘Bismillah’ dedim yola çıktım.

KARA BULUTLARI KALDIRACAĞIZ

Bu hareket bir Isparta hareketi. Ben, ‘o parti bu parti’ değil tüm Ispartalılardan, tüm hemşehrilerimden oy istiyorum. Bakın çok güzel şeyler yapacağız, Isparta üzerindeki kara bulutları kaldıracağız. Ben geçmişi temiz, mazisi temiz, baro başkanlığında kendini ispat etmiş, güzel hizmetleriyle iz bırakmış bir insanım. Bu memleketin evladıyım. Onun için teknik yapıyı hazırladık, projelerimizi hazırladık. Bunu şimdi ifade etmek istemiyorum, çünkü taşlar yerine bir otursun. Sadece basın mensuplarım kardeşlerim için bir basın sitesi projemi açıkladım. Gazetecileri aynen avukatlara benzetiyorum.  Bunun gibi çok güzel projelerimiz var ama en önemli projemiz, Isparta’nın lokomotifini harekete geçirmek. Bakın lokomotif çalışmazsa vagonlar arkadan gelmez.

ENGELLİLERİN YÜRÜYECEĞİ KALDIRIM YOK

Belediye zaten yol yapacak, belediye zaten asfalt atacak, kaldırım yapacak, gül dikecek ki bunlar da eksik. Bana söyler misiniz, pazar arabasını alıp ya da bir engelli arabasıyla ne kadar mesafe gidebilirsiniz Isparta’da? Bir kilometre gidebilir misiniz? Sekteye uğramadan gidebileceğiniz bir kilometrelik kaldırım var mı Isparta’da? Bir kilometreden vaz geçtim, 400 metre, 300 metre var mı?  Engelsiz çıkıp inebileceğiniz 300 metrelik bir kaldırım yok Isparta’da. Yaşlı veya engelliler için yürüyecek kaldırım yok. Ben bu hizmetleri yerine getirmeye talip oldum. Kısır döngüler beni hiç alakadar etmiyor. Yok ‘o mu seni ikna etti, bu mu seni ikna etti?’  Beni annem ikna etti.  Allah bin kere razı olsun, ben annemi ikna ettim, hayır duasını alıp yola çıktım. İYİ Partili il, ilçe başkanları da beni ikna etmeye çalıştı, son ana kadar edemediler. Bakın, annem olmasaydı Vallahi de, Billahi de, Tallahi de ben siyaset yapmazdım. Annem, ‘sütümü helal ediyorum, çık oğlum’ demeseydi ben bu yola baş koymazdım.

--Aday olmadan önce sizi ikna etmesi için AK Parti Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç’le görüştüğünüz iddia ediliyor. Var mı böyle bir görüşme, Bilgiç sizi ne diye aday olmaya zorlasın, izaha muhtaç bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Ben bir şey diyemem ki,  olmayan bir şeye bir şey demenin anlamı yok. Böyle bir görüşmemiz olmadı ki bununla ilgili bir şey söyleyeyim. Bununla ilgili bir açıklama yapma gereği duymadım, çünkü böyle bir şey yok. Benim görüştüğüm tek vekil var; Aylin Cesur. Sağ olsun bana sonuna kadar destek oldu. Tabi bu arada diğer vekillerle de görüştük ama benim arkamda dağ gibi durdu. Parti çok liyakatli davrandı. Siyaset sahnesinde yer almamış, yıpranmamış, afaki, fabrikatör, zengin olmayan, bir adamım ben. Evim var, arabam var, çoluğum, çocuğum o kadar. Parti böyle bir adamın peşine düştü ve bence doğrusunu yaptı.

--Son seçimdeki oranlara baktığımızda CHP ve DP firesiz desteklese bile AK Parti’nin aldığı oya ulaşamıyorsunuz, 8-10 oranında oya daha ihtiyacınız olacak. Bu farkı nasıl kapatacaksınız?

AK Partililere de yakın, Mevlana gibi bir insanım. Ben insanı Allah yarattığı için seviyor ve değer veriyorum. Beni AK Partilisi de sever, CHP’lisi de sever. Dost edinebilmek için illa bir siyasi partinin arkasına saklanmak gerektiğini düşünmüyorum ki.  Bana tüm insanlar oy verecek, çünkü ben tüm insanları insan olduğu için seviyorum ve insanlar da beni seviyor. Tek noktam, çıkış noktam benim bu. İnsanı seviyor ve insan odaklı çalışıyorum. ‘Sen şu parti, ben bu partili’ demek korkaklıktır. Bakın bazı STK’larda bazı siyasi parti görüşünün arkasına saklanarak oy ister başkan olacak kişiler. Ama ben baro başkanlığı dönemimde böyle bir şey yapmadım. Bakın benim yönetimimde her partiden, her görüş ve düşünceden insan vardır. Hatta farklı partide görev yapan insanları bir araya getirdim ve oy birliğiyle karar aldım. Baroda bugüne kadar hep oy çokluğu ile karar alınırdı.

--Sizi CHP’li diye lanse ediyorlar, bu konuda neler söylemek istersiniz?

Ne ile lanse ederse etsinler, o dert edenlerin derdi, beni derdim değil ki. Beni tanıyan tanıyor yani. Mütevazı bir hayatı olan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü seven, onun fikirlerine son derece saygılı olan, vatansever, milliyetçi, inançlara saygılı bir Türk vatandaşıyım. 5 vakit namazımı da kılarım, cumamı da kılarım, bu kimseyi ilgilendirmez. İnanç benim meselemdir. Bu, Allah’la baş başa yapılır, bunlar siyasetin konusu olmamalı zaten. Ben bunlara kızdığım için ortaya çıkıyorum. İnanç Allah’la kul arasındadır. Ben, Allah’ımla nasıl baş başa kalıyorsam, bu seçimde de Ispartalılarla, vatandaşlarımla baş başa kalacağım. Bakın göreceksiniz bu hemşehrilerim bana Gökmen Hakkı Gökmenoğlu olduğum için oy verecek, şucu, bucu diye değil. Benim hiç umurumda değil; yok elini kaldırırken sol el kalkmış, sağ el kalkmış, bunları boş verelim, kenara atalım, biz hizmetimize bakalım. Bizim alnımız ak, hiçbir şeyimiz yok.  Hukukçuyuz, ben buraya adalet getirmek istiyorum. Bin buraya liyakat getirmek istiyorum.  Ben buraya dürüstlük getirmek istiyorum. Bunları söylerken bunlar yokmuş anlamında söylemiyorum, ben bir adalet adamıyım, avukatım, müsaade edin, herkese göre daha adil olacağımı düşünün.

--Mevcut Başkan Günaydın’ı partisi uzun süre önce açıklamıştı, AK Parti’de Şükrü Başdeğirmen’i aday gösterdi, rakiplerinizin şansını değerlendirir misiniz?

Benim aday olmamı, zannedersem Şükrü Başkanın aday adaylığından ‘adaylığa’ çıkmasında çok etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü, daha düne kadar daha ittifak söz konusuydu veya böyle bir söylem vardı. Benim adaylığımdan sonra böyle bir duru meydana geldi. Çok mutlu oldum, yani o kadar mutlu oldum ki, tabii ki seçim çok yarışlı olunca çok daha keyif vericidir. Heyecanlı olacak, çok mutlu oldum, hepsine başarılar diliyorum. Hepsinin yapacakları hizmetleri Ispartalılara sunacakları için çok mutluyum. Bu bir yerel hizmet yarışı. Türkiye siyaseti şu anda beni enterese etmiyor. Neden? Ben yerel siyasetçi olacağım için, ben Isparta’ya ilişkin yapacaklarını ilan edeceğim. Isparta’nın sıkıntılarını dile getireceğim. Bun bunları biliyorum, niye? Çünkü zaten avukat olarak her gün bu sıkıntıların içindeyim. İnsanlar 22 yıldan beri benim kapımı çalıyor,  şiddete uğrayan kadın da geliyor, dövülen adam da geliyor, yaralanan evladımız da bana geliyor. Haksızlığa uğrayan, darp edilen, istismara uğrayan da bana geliyor. Ben bunların haklarını savundum, var olan sıkıntıları zaten biliyorum. Dert dinlemek sıkıntı çözmek benim işim. Bakın her derdi olan bana geliyor.  Siyasetçisi de bana geliyor, doktoru da bana geliyor,  manavı da, ayakkabıcısı da geliyor. Benim işim dert çözmek zaten. Onun için belediye başkanlığı yapmanın çok zor olduğunu düşünmüyorum. Benim işim dert çözmek, benim işim lokomotif olmak…

 

DİĞER HABERLER