Isparta'da unutulmaya yüz tuttu
HABER/ Gizem SARIKAYA- Isparta’da 28 yıldır gümüş ürünlerin tamirini yapan Hüseyin Sadem Demirbaş (48), bugüne kadar üç çırak yetiştirdiğini söyledi.
Demirbaş, El işçiliğinin değerinin hiçbir zaman bitmediğini çünkü makinenin her zaman düz mantıkla işlediğini hatta bazı müşterilerin makineden çıkan bir işi beğenmediğini ifade ederek açıklamasında; “Bu mesleğe İstanbul'da ustamın yanında çırak olarak başladım ve burada 28 yıldır yapıyorum. Bu iş gerçekten incelik istiyor; herkes yapar mı, yapamaz mı bilemiyorum ama bileğin yumuşak olması gerekiyor. Kaba yapılmaz, her işin bir inceliği var. Fikir üretmek önemli; hemen kaynak yapılmaz, bazen farklı işler çıkabiliyor. Kendi tarzına göre yorumlayarak yapmak gerekiyor. Yaratıcılık çok önemli. El işçiliğin değeri hiçbir zaman bitmez, makine her zaman düz mantıkla ilerler. Bazı müşteriler geliyor, makineden çıkan bir işi beğenmiyor, çok simetrik veya düzgün buluyor. ‘El istiyorum, hata istiyorum’ diyor. Vatandaş tarafından el emeği rağbet görüyor ama artık bu işi yapanlar azaldı, hele ki Isparta’da çok azaldı. Burada piyasası yok, burası şu anda çok ufak bir atölye. Yanımda çalıştıracak kadar imalat olması lazım. Şimdi buraya gelen bir başkasının ürünü, bunu bir başkasına verip erittiremem. Çırağa erittireceğim diye bunu ödeyemem, imalat olması lazım, öğrenmesi için. Mesleğin en büyük zorluğu, yapılan işin bazen çok basit algılanmasıdır. Küçük bir zincir kopmuş, ‘Benden çok para istiyorsun’ diyenler oluyor. El emeği çok basit, çok küçük görülebiliyor. Ama ben yıllarımı verdim bu işe, bağkurum var, kiram var. Bu masraflar basite alınıyor. İnsanlar hemen olmasını istiyor, ama işin temiz olması için zaman harcanması gerekir. Mesela altın asitte beklemeli, o süreç bitmeden hemen açılmaz. Altın yandığı zaman kararıyor, onu da hemen açamazsınız, asitte bir süre beklemesi gerekir, sonra cilalanır. Bu meslek unutulmaz. Isparta’da belki biraz unutulmaya yüz piyasası var. Çünkü alınan-satılan mal her zaman değerli, çok para eder. Ama hemen satıp yenisini almak olmuyor, çünkü ürünler çok pahalı. Eskiden alım daha fazlaydı, şimdi ise tamir daha çok yapılıyor. Örneğin, vatandaş eski parayla pırlanta almış, 100-200 bin liraya. Onu tamir ettirmek istiyor, satıp yenisini almak zararına olabiliyor. Aşağı yukarı 14 ayar bile olsa, yarı yarıya zarar ediyorsunuz. Bu yüzden tamir ettirmek istiyorlar, çünkü satmak kayıp olabiliyor. Yeni mallarda biraz sıkıntı oluyor çünkü gramlar hafifletiliyor, karşı tarafın alım gücü azaldığı için çok pahalı. Özellikle altınlarda içi boş malzemelerin mikron kalınlıkları çok inceldi. Öncelikle onu takip ederek işi başlıyoruz. Direkt olarak kaynağı uyguladığın zaman hemen eriyor. Görüntüler 20 senenin öncesiyle aynı ama gramlar çok hafif. Dolayısıyla ilk önce malzemeyi tanıyarak sonra müdahale ediyorum, yoksa eriyor, bozuluyor. Çırak 3 tane yetiştirdim. Gençlere tavsiye ederim; Isparta’da piyasası yok, ancak piyasası olan bir yerde mutlaka öğrenmelerini öneririm. El emeği parmaklarının ucunda ekmek paran ve bunun sonu yok. Herkes bir şekilde yaptıracak, kimse kolyesi koptu diye atmaz. O yüzden bu mesleği tavsiye ederim” dedi.