İTİRAZIMIZ VAR…!

İTİRAZIMIZ VAR…!

03 Eylül 2022 Cumartesi 11:54

Niçindir, Nedendir bilemiyorum.

Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne biz muhafazakârlar, biz dindarlar, biz inancını olması gerektiği şekilde yaşamaya çalışanlar, beyaz Türkler tarafından sürekli horlanmakta, dışlanmakta, ötekileştirmekte, aşağılanmakta… anlayamıyorum.

Yaklaşık 70 yıldır, muhafazakâr kesimin diğer yurttaşlarımızın yaşam şekillerine ve tarzlarına ne bir müdahalesi, ne bir dayatması, ne bir yönlendirmesi, ne de karşı tarafı incitici ve rencide edici en ufak   herhangi  bir davranışı olmamasına rağmen, kendilerini sistemin sahibi, laik, çağdaş gören vatandaşlarımızca bize layık görülen bu davranış şeklini bir türlü kabullenemiyorum.

İnsanlık tarihi boyunca gerek ilahi dinlerde gerekse tüm insanı değerlerde LGBT (eşcinsellik, lezbiyenlik, transseksüellik, homoseksüellik vs.) istisnasız sapıklık ve sapkınlık olarak değerlendirilmiş, hiçbir toplumda normal görülmemiş hep eleştirilmiş ve yasaklanmıştır. İçinde bulunduğumuz 21. asırda toplumların seküler hale gelmesiyle ulaşılan maddi refah insanlarda ruhsal açlık doğurdu. Bunun sonucu olarak da boşlukta kalıp arayış içine giren nesillerin bir kısmı özgürlük adına sapkın yolları tercih etmeye başladı.

Dünyamızın da giderek çok küçülmesinden dolayı benim ülkemde ister istemez bu durumdan etkilenerek değişik marjinal gruplar oluştu. Toplumda genel kabül görmemesine rağmen bir takım odaklar değişik amaçlar uğruna bu durumu kabullenmeye hoş görmeye ve hatta  savunmaya bile kalktılar.

Geçen hafta sahnede hangi amaçla, hangi maksatla, hangi niyet ve kasıtla olursa olsun daha önceden bu sapkın ideolojilere taraf olduğunu açıklayan sanatçı Gülşen hanım, bilinçaltını  dışa vurarak  biz muhafazakarlara, biz İHL’lere çamur atmaya kalktı. Aklınca bize hakaret ederek kendi cenahına mesaj vermeye çalıştı. Sanırım asıl derdi reyting ve gündeme gelmek.

Oysa biz muhafazakâr İHL’ler bu güne kadar karşı cenahı dışlamak yerine onları da kazanmak adına hiç hor görmedik. Onları, asıl gerçekliği bilmedikleri için mazur dahi gördük. Olaylara takılmak yerine, aldığımız eğitim gereği kendi yolumuza revan olup bu topluma bu millete bu devlete hatta tüm insanlığa hizmet etme sevdasıyla Yaratıcının rızasını kazanma derdinde olduk.

Bunun sonucu olarak zaman zaman yol kazaları yaşasak da bu asil milletin gönlünde en mümtaz yeri kazandık. O kadar ki, yüz yıllık cumhuriyet tarihinde darbelerle kesilen yollarımıza rağmen her seferinde bu milletin kahir ekseriyetinin teveccühüne mazhar olarak bu millete hizmet etme şerefine nail olduk. Menderes, Özal, Erbakan ve yol arkadaşları…

“Bin yıl sürecek” dedikleri 28 Şubat post modern darbesinden sonra bile  ilk fırsatta bu aziz millet yine bir İmam-Hatip mezununu kendisine lider, yönetici ve yol arkadaşı yaptı. Ve 20 yıldır tüm iç bedbahtlara ve dış güçlere rağmen hiçbir zaman bu imam hatipliyi yalnız bırakmadı ve bu yolda hep beraber yürüdü.

O kadar ki, sayın Muharrem İNCE yiğidin hakkını yiğide teslim etme mertliğini göstererek ‘adam kazandı abi’ diyerek bu milletin imam hatiplinin yanında olduğunu tescil etti.

Sonuç olarak Gülşen hanımın bu tepkisinin arka planında sanırım bu milletin teveccühünün bundan sonra da Tayyip beyin şahsında İHL’in yanında olduğunu görmesinin ezikliği var.

İsmail TANIŞMAN

 

DİĞER HABERLER