MAZLUMLAR VE MASUMLAR İÇİN…

Mazlumlar ve Masumlar İçin…

23 Ekim 2015 Cuma 16:10

 Alman Başbakanı Merkel çok değil kurban bayramı öncesinde,“Türkiye’nin Avrupa birliği üyeliğine hep karşı çıktım, hala da çıkmaktayım.Ancak mülteci sorunu ile alakalı bir çözüm bulacaksak da, bu da Türkiye’sizolamayacak” demişti. Bu açıklama bir şans olduğu gibi aynı zamanda bir itirafda.

 

Evet, öyle de oldu. Zira Batı dünyası hep gizlese de, işlernormal seyrinde yürüdükçe, güçlü ve Müslüman bir ülke olan Türkiye’yi kendikulübünde görmek istemiyor. Çünkü Avrupa’nın ve hatta dünyanın emperyal abisionlar. Bunu açıkça dile getiriyor.

 

Bir itiraf dedik ya. Çünkü Suriye’de de yıllardır devam edensavaş neticesinde, mazlum insanların canlarını kurtarmak amacıyla sığındıklarıtek ve ilk liman olarak bizim ülkemizi kaybetmek istemiyorlar..

 

Zira biliyorlar ki, Osmanlı bakiyesi olan bu ülke, her zamanmazlumun ve masumun yanında olmuş, yere düşen ve can derdinde olan insanlaraher daim alicenap ve müşfik elini uzatmış ve onlara kol kanat germiştir. Daradüşen insanlar, iç savaştan can derdiyle kaçan komşularımız hep bizden yardımdilediler.. “Aman” diyen herkesle inancımız gereği, her şartta hem evimizi hemde aşımızı paylaştık ve hala paylaşmaktayız. Tarih bunun şanlı örnekleriyledoludur. Zira bugun de bu mazlum millet yani Anadolu Müslümanı komşularıylaimtahan olmakta.

 

Evet, bu topraklar asırlarca merhametin ve yufka yüreklerinegemen olduğu topraklar olmuştur. Bu topraklar öfkenin ve kinin değil, aksinemuhabbetin ve kardeşliğin hükümferma olduğu coğrafyadır. Atalarımızdan miraskalan bu hisler bu coğrafyanın kimliği olmuştur.  Zira damarlarımızda dolaşan asil kandakalleşlik yoktur, zulüm yoktur.

 

Merkel, ister seçim öncesinde gördüğü zaruret yüzündenolsun, ister kendi ülkesinde göçmenleri sevmeyen seçmenlere şirin görünmekadına olsun, isterse bu ziyaretin her iki ülke adına siyasi ve ekonomik faydasağlayacağı inancı ile olsun, sonuçta ziyaretimize gelmiş ve bir ay kadar öncesinde sarfettiği popülistaçıklamaların yerine, zoraki de olsa Türkiye’yi övmüş ve birçok konuda müttefikolduğumuzu hatırlamıştır.

 

Görmemiz ve bilmemiz gereken o ki; taşıdığı miras yüzündenbu ülke büyük ülke olmak zorundadır. Güçlü ülke olmak zorundadır. Lider ülkeolmak zorundadır. Ezilenler ve mazlumlar için büyük ülke olmak zorundadır.  Yoksa yarınlarda bu emperyalistler ne bize nede çocuklarımıza merhamet etmez ve kendi emperyal düzenlerinin devamı adınadünya insanlarını  sömürmeye devamederler.

 

Bu topraklarda barış ve kardeşlik, bu topraklarınınmayasının devamı gereği yeniden ve de hemen egemen olmalı. Barış adına, 2000’liyıllara kadar laylaylom olarak verilen terörle mücadele artık geride kalmıştır.Çünkü bu ülke artık barış adına, kendi silahını, kendi tankını, kendi helikopterini,kendi İHA’sını, kendi ZPT’sini, kendi uçak gemisini, kendi güdümlü füzesiniimal edebilmektedir.

 

Zira bu ülke inandığı kutlu yolda, muhtemel düşmanlarınınsilahıyla silahlanmaya başlamıştır. Bu mücehhez ve mükerrem yürüyüş, hemTürkiye hem de mazlum ve masum diğer dünya ülkeleri için gereklidir. Diğeremperyal ülkeler bunu bilmeliler.

 

Zaman, bu kutlu yürüyüşte kalplerimizin tekrar rahmet vemerhamet ritimlerini bulma zamanıdır. Zaman, kendi içimizdeki canlarımızı dahafazla feda etmeme zamanıdır. Zaman, ülkemizin ve kendimizin geleceğinikarartmama zamanıdır. Zaman, birlik, dirlik ve irilik zamanıdır.

 

Yani zaman, 1 Kasım’da mazlumlara, masumlara, insaf vemerhamet ederek sandığa gidip bu hislerle yarınlarımız adına karar vermezamanıdır. Çünkü başka Türkiye yok…!

 

İsmail TANIŞMAN

DİĞER HABERLER