MESLEĞİMİZ, EL EMEĞİ İLE KUYU KAZMAK GİBİDİR

Mesleğimiz, el emeği ile kuyu kazmak gibidir

25 Mayıs 2025 Pazar 19:01

Haber/Kübra Kevser KARATAŞ - Isparta’da 52 yıldır terzilik yapan Yaşar Karaceylan (65), kıyafet serbestliğinin ve hazır giyimin yaygınlaşmasının mesleği bitirme noktasına getirdiğini belirterek; “Takım elbise zihniyeti asla değişmemelidir. Çünkü Milli Eğitim örnek teşkilin ele başıdır” dedi.

Mesleğine çocuk yaşta başladığını belirten Karaceylan, geçmişte giyimde sipariş kültürünün hakim olduğunu ifade ederek Karaceylan, açıklamasında; “Bizim çıraklık dönemimizde konfeksiyon ağırlıklı değildi. Herkes sipariş giyiniyordu. Resmi dairelerden ziyade takım elbise giyinme zorunluluğu vardı. Resmi dairelerde takım elbise giyme zorunluluğu kaldırıldı. Sipariş takım elbise de olsa kumaş pantolon da olsa eski siparişler yok artık. Vatandaş keten ya da kot pantolonla resmi daireye de gidiyor. Moda değişimi yok kıyafet serbestliği var. Bugün her yerin kıyafeti değişse milli eğitimin kıyafeti değişmemelidir. Takım elbise zihniyeti asla değişmemelidir. Çünkü milli eğitim örnek teşkilin ele başıdır. Örnek olma açısından anne baba birse milli eğitim ikinci sıradadır. Kıyafetlerin resmi olmaması serbest oluşu mesleğin talep düşüşünü etkiliyor. El emeği ile kuyu kazmak gibi bir meslektir” dedi.  

Mesleğe olan ilginin yok denecek kadar azaldığını söyleyen Karaceylan, açıklamasında; “Vatandaşın terziye geliş sebebi ekseri tadilat, çok zayıf ve çok kilolu insanların özel dikimleri oluyor.  Bir takım elbise dikmek 8-12 Bin lira arası değişiyor. 10-15 günlük bir süreç gerekiyor. Bu meslekte çırak yetişmiyor. Ben ise 2 tane yetiştirdim. Terzilik mesleğine eskisi gibi ilgi yok. Günümüzde taleplerde fazlasıyla düştü. İlköğretim zorunluluğundan dolayı ortaokul ve lise eğitimlerinden dolayı çıraklık olayı bitti. Bundan sonra mumla aranacak. Isparta da dikim atölyesi de pek yok. Fakat olan yerlerden de işi bırakan işinden memnun olmayan ya da emekli olan ben terziyim deyip de sadece makine kullanmasını bilerek iş yeri açan var. Yalnızca makine kullanmakla terzi olunmuyor. İlmek ilmek işlenen bir iş olduğu için herkes terzi olamaz. Fakat yine de dükkan açan kişi sayısı fazla. Çıraklıktan 8-10 yılda yetişen nesil bitecek. Bu sebeple de terziliği bilmeyen insanlar devam edecek. Yeterince terzi olmayacak bu sebeple de işçilikler pahalılaşacak. Eskiden iş yerlerinde usta hariç 3 tane çırak kalfa olurdu. Şimdi ise çırak kalfa olayı tamamen sıfırlandı. Bizim diktiğimiz ürünler hiç değişmedi; takım elbise, pantolon, ceket, yelek dikiyoruz. Usta eskiden de çalışırdı. Çalışmak zorundaydı. Yapılacak elbiseye göre iş hazırlar diker keser hazırlar ve her bir çırak-kalfasına kendi yeteneğine göre iş dağılımı yapardı. Şimdi ise patron da biziz, usta da biziz, kalfa da biziz, çırak da biziz. Artı olarak bu insanlarımızın arasında hizmet hak etmeyenler var. Bence bu Isparta’nın dar çapından ileri geliyor. Büyükşehirden gelen insanlar; çok farklı kültürlere sahip. Burada ise usta ve sanatkara yeterince saygı, hürmet hiç yok denecek noktaya getiriyorlar. Yapabileceğim başka bir işim olsa çoktan bırakırdım. Çünkü insanların zorladığı günleri çok yaşadım. Belli bir hizmet verip belli bir iş yapınca da insan belli bir karşılık bekliyor. Benim farz edelim ki yarım saatlik bir süreçte bir iş yapıyorum. Sanayi içerisine gittiğinde 500’den aşağı vermezken ben burada 100 lira istediğimde adamın gözü dışarı çıkıyor. Sanayide yapılan da el emeği burada yapılan da el emeğidir. İşimizin karşılığı bize çok görülmemelidir. Eskiden konfeksiyonun oturmuş bir sistemi yoktu. Şikayet çok geliyordu. Örneğin bir kere yıkamak ceketin ölmesine yetiyordu. Ama bizim o gün diktiğimiz ceketler bugün hala ayaktadır. İşçilik açısından çok fark etmektedir” dedi.

DİĞER HABERLER