Isparta tarihinde "ikinci kez" seçilen tek Belediye Başkanı olan, seçimleri kaybederken bile oyunu artıran, daha bir kere bile "tekrar adayım" lafı ağzından bile çıkmayan bir kişi hakkında bu kadar büyük yalan ve iftira olabilir mi?
** NEREDEN NEREYE!
31 Mart 2009 tarihi itibariyle 18 milyon TL borcu olan, devlete olan borçları yüzünden ihalelere bile katılamayan, masa-sandalyesi bile haczedilen ISTEM Fabrikası aradan geçen 3 yılın sonunda; günde 3 vardiya üretim yapan, kazandığı paralarla kendine ek tesisler inşa eden, Irak’tan Nahçivan’a kadar dünyanın dört bir yanına Isparta’nın taşını gönderen bir firma haline gelmiş. ISTEM Doğaltaş Fabrikası’nın geldiği noktayı gören Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın sevincini şu sözlerle anlatıyor: “Nahçivan’a taş gönderiyoruz. İstanbul’a taş yetiştiremiyoruz. Ülkemizin en güneyinden, kuzeyine kadar taşlarımız isteniyor. Amaçladığımız noktayı yakaladık. Şehrimizde de bu taşlarımızı kullanıyoruz. Aylık 18 bin ile 20 bin metrekare arasında mal üretiyoruz. Neticede kar ediyoruz. Çok namuslu ve kayıp vermeyen bir üretim yapıyoruz. Bugün üretilen kaliteli malları yurtdışına kadar satabiliyoruz ve Isparta’mıza da ciddi anlamda döviz giriyor.”
** ÖLDÜRDÜKLERİ TAVUK TEKRAR
ALTIN YUMURTLAMAYA BAŞLADI
Köylü bir vatandaşın bir tavuğu varmış. O tavuk köylü vatandaşa günde 1 tane altın yumurtlar, vatandaş da o altınla geçimini idame ettirirmiş. Gün gelmiş o köylü vatandaşın oğlu, “bu tavuğun içi altın dolu, günde birer birer altın almaktansa ben bunu keseyim altınların hepsini alayım” demiş ve tavuğu kesmiş. Bu sefer günlük 1 altından da olmuş.
AKP’li Belediye Başkanı da ISBAŞ Bimsblok Fabrikası için aynen böyle düşünmüştü. Kendisi 2004 seçimleri öncesinde ISBAŞ’ı ‘altın yumurtlayan tavuk’ diye nitelendirmiş ancak kasasında 1 milyon TL’nin üzerinde nakit parası olan fabrikayı sadece 1 milyon TL’ye satmıştı.
Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın ise tekrar seçildiğinde ilk iş olarak bu fabrikayı geriye aldı. Gece-gündüz yapılan çalışmalarla günlük 13 bin olan üretim kapasitesi şimdi 27 bine kadar çıkmış. Yok edilen, elden çıkartılan bir fabrika tekrar hayat bulmuş. Başkan Günaydın’ın ‘özel önem’ verdiği ISBAŞ ile ilgili söyledikleri ise oldukça manidar: “Bu fabrikamız satılmış, elden çıkarılmıştı. Bu fabrikamızı da yeni fabrika statüsünde çalıştırıyoruz. Kalite ve sağlamlık olduğu müddetçe malımızın pazarlanması bizim için daha kolaylaşıyor. ISBAŞ’taki kalitemizi de en üst seviyeye çıkardık. Yeni kurduğumuz BELMAŞ Bimsblok Fabrikamız ile ISBAŞ yarışıyor. Her iki fabrikamız rekabet içerisinde. İki fabrikamızı rekabete soktuk. 13 binden başladığımız ISBAŞ’taki üretimimiz 27 binlere çıktı. İşçilerimiz verimli çalışıyor. Geçen aya göre üretim ve kalitede ilerleme var. Her şey iyiye doğru gidiyor. Türkiye’nin her tarafına malımızı pazarlıyoruz. Üretmeyen milletler kazanamaz, o yüzden bizim çok çalışmamız gerekiyor. Fabrikamızın sistemleri tam olarak oturmuş vaziyette. Özel sektörle kıyaslanamayacak şekilde önde ilerliyoruz. Devlet teşekküllerinin de tam manasıyla çalıştırılabilme metotları var. Biz o metotları kendi yöntem ve çabalarımızla sağlıyoruz.”
** ‘AY’INI ‘GÜN’ÜNÜ ŞAŞIRMIŞ!
Bütün işi-gücü yeni aldığı evinin etrafında bulunan ‘yol’, ‘kaldırım’ vb sorunları yazmak olan bir arkadaş; ‘neden yazdığını bildiğim (!)’ Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın ile ilgili bir yazı yazmış.
Tamamen yalan, iftira ve hakaret dolu yazısında, Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Günaydın’ın seçimleri kaybetme korkusu yaşadığını iddia etmiş. Isparta tarihinde ‘ikinci kez’ seçilen tek Belediye Başkanı olan, seçimleri kaybederken bile oyunu artıran, daha bir kere bile ‘tekrar adayım’ lafı ağzından bile çıkmayan bir kişi hakkında bu kadar büyük yalan ve iftira olabilir mi?
Kendisi, Sayın Yusuf Ziya Günaydın’ın yeniden seçilmesini ‘kitabına’ uygun bulmayabilir, Günaydın’ın seçilmesi onun işine de gelmeyebilir. Ancak şu unutulmamalıdır ki; Allah inananların yanındadır ve niyeti hayrolanın akıbeti de hayrolur. Yukarıda 2 fabrikanın önceki ve şimdiki halini özetledim.
Sizce kimin niyeti hayır, kimin niyeti şer?