OTOBANDAN ÖNCE SON ÇIKIŞ

Otobandan önce son çıkış

04 Mayıs 2023 Perşembe 16:13

 “Otobandan önceki son çıkış” levhaları, otobanda seyahat ettiğimizde, bir mola yerine veya benzin istasyonuna uğramanız gerekiyorsa sizi yollarda son kez ikaz eden levhadır. İster istemez benzin göstergesine bakar ve hafiften tedirgin olursunuz. Acaba yakıtım yeter mi, yolda kalır mıyım diye…

14 Mayıs seçimleri öncesinde birçok vatandaşımız gibi ben de içten içe bir tedirginlik duyuyorum. Elimizde Avrupa ve Ortadoğu coğrafyasında, ihracattan sağlığa, savunmadan imara, eğitimden dış politikaya kadar rüştünü ispat etmeye ve kendisine biçilen kefeni yırtmaya çalışan bir ülke var. Dost olmayan her devlet bundan çok mu çok rahatsız… Sözde Nato müttefikimiz ABD bile kendi ulusal çıkarları adına “darbe ile olmasa da demokratik yollarla Türkiye’yi ve Erdoğan’ı dize getireceğiz”, demekte. Fransa, İtalya ve İspanya “mavi vatan” ilanından dolayı, Yunanistan gibi kuyruk acıları olan ülkeler de iki ülke arasındaki gittikçe açılan gelişmişlik farkı sebebiyle her fırsatta bizi dünya kamuoyuna şikayet ederek düşmanlık sergileme sevdasındalar. Bir de bunlara dahili-harici diğer bedbahlar da ilave edilince “işte o gün bugündür” diyerek Erdoğan karşıtı cephe zil takıp oynamakta. Tek dertleri var, dünya emperyalistlerine dert olan Tayyip ERDOĞAN…

Ama haklılar. Bu Erdoğan da gerçekten çok oluyor. Cumhuriyet tarihinin en uzun yolları, dünyanın en uzun tünelleri, akıllara bile gelmeyen sağlık reformları, isimleri ile bile dosta ve düşmana mesaj veren savunma sanayiindeki atılımlar; ihalar, sihalar, tanklar, milgemler, tcgler, kızıl elmalar, kaanlar, muharip uçaklar ve binbir çeşit üretilen mühimmatlar… Devrim otomobili ile beraber rafa kaldırılarak içimize oturmuş olan yerli otomobil sevdamızı, bulduğumuz beş babayiğitle şahlandırdığımız otomobilimiz Togg artık sokaklarımızda dolaşıyor… Nasıl kıskanılmaz bunca hizmetler!

Enerji alanında dışa bağımlılıktan kurtulmak adına bir taraftan yapılan barajlar, nükleer santraller, uzaya gönderdiğimiz uydular, bor karbür dönüşüm hamlesi, güneş enerji çalışmaları ve delinen dağlar da ilave edilince ortaya muhalifler için gerçekten dayanılamayacak bir manzara çıkıyor.

Hepsinin dışında çok değil yirmi yıl önce hergün gelen şehitlerimizden dolayı bi kısım bedbahların ifadesi ile “ver kurtul” dedikleri vatan topraklarında pkk ile verilen müthiş mücadele, kökünü kurutma operasyonları, ülkemizin güvenliği için güney sınırımızda çizilen 20 kmlik tampon bölge akıllara zarar projeler… İşin en güzel yanı da, “ver kurtul” denilen vatan topraklarında ülkemiz adına en büyük müjde olan günlük 100.000 varil petrol bulunması ve çıkarılmaya başlanması...

Mavi vatan bölgesinde ve Karadenizde Abdülhamit, Kanuni, Yavuz ve Fatih araştırma ve sondaj gemilerimizin, ülkemizin geleceği adına 7/24 aşkla çalışmaları ve gelinen mutlu son… İlk başarımız doğal gaz. İnşallah yakın zamanda diğerlerini de bekliyoruz…

Bu çalışmalar ülkenin her yanında devam ederken seçim çalışmaları da durmaksızın devam ediyor. Tayyip bey ilk defa bu seçimde yerel ve bölgesel hizmetlerini anlatarak seçmenin karşısına çıkmak yerine, toplumun tüm katmanlarını istisnasız kuşatacak, ulusu geleceğe hazırlayacak proje ve hizmetlerini ortaya koyarak muhalefetle arası kapanmayacak bir averajla seçmen karşısına çıkıyor.

Başta Karar gazetesi olmak üzere bir çok muhalif medya tarafından mecburen bu hizmetler kerhen de olsa ikrar edildi, dile getirildi. Sonuçta ellerinde sadece: Tayyip beyin tüm bu yaptıklarını, bu kadar kaynakla Kılıçdaroğlu ve millet ittifakı da yapar, onun da ama yerli ama yabancı bürokratları ve işadamları var, artık zaman değişim zamanı, demek kaldı. Muhalefetin bu çaresizliği noktasında gerçek özeleştiriyi Davutoğlu bey “Anadolu insanı CHP’ye karşı hep mesafeli durmuştur” diyerek, bu seçimin sonucu hakkında adayın yanlışlığına atıfta bulunarak hepimize az-çok bir ipucu verdi zaten. Ama ellerinden başka bir şey gelmedi..

Evet, otobandan öncesi son çıkış ifadesi aslında hem Tayyip bey ve hem de Kılıçdaroğlu cephesi için de geçerli. Tayyip bey adına, ülkemiz ve milletimiz için yirmi yıldır yapılan devasa hizmetlerin devletimizin yüzüncü yaşında da taçlandırılması gerekiyor. Zira bu taç, hem Türkiye’ye ve hem de başta ülkemizin kardeşleri olan Türki cumhuriyetlerine ve gönül coğrafyamıza pek çok yakışacaktır. Kılıçdaroğlu cephesi için de son çıkıştır. Zira kaybederlerse hem bir kez daha onlarca yıldır seçim kazanamama ihtimalleri oluşacak, hem de Kılıçdaroğlunu hiçbir seçim kazanamadan CHP genel başkanlığından “bay bay Kemal” diyerek emekliliğe sevk edecekler. Hizmet mi kazanacak, söz ve vaatler mi kazanacak? Hep beraber göreceğiz… Kalın sağlıcakla…

İsmail TANIŞMAN

 

DİĞER HABERLER