Roketsan mühendisinin babasından şok iddia
HABER/Gizem SARIKAYA- ANKARA'da Roketsan'da mühendis olarak görev yapan ve evinde ölü bulunan Yusuf Serdar Yücel'in (25) Isparta'da yaşayan babası emekli polis memuru Ahmet Yücel, oğlunun infaz edildiğini savundu. Yücel, "Poşetle yüzünü tıkayarak, infaz edildikten sonra yatağın üstüne sarılıp, bırakıp gidilmiş" dedi.
Roketsan'da yazılım mühendisi olarak görev yapan Yusuf Serdar Yücel, yılbaşı gecesi çalıştıktan sonra iş yerinden ayrıldı. Haber alınamayan Yücel'in arkadaşları polise haber verdi. 3 Ocak günü Ankara'nın Yenimahalle ilçesindeki evine giren ekipler, Yücel'in cansız bedenini buldu. Yücel'in cenazesi otopsinin ardından geçen cumartesi memleketi Isparta'ya getirilerek toprağa verildi.
Oğlunun 3 yıldır Roketsan'da yazılım mühendisi olarak çalıştığını belirten Ahmet Yücel, Yusuf Serdar'ın izin günlerinde görüştüklerinden bahsetti. Ahmet Yücel, "Bir ihtiyaç olduğunda, zorunlu olmadıkça mesajla haberleşirdik. Annesi, aralık ayındaki iznini oğlunun yanında geçirdi. Eğer 1 gün daha gecikmiş olsaydı, Yusuf Serdar'la, annesini de getirecektik" dedi.
'HAYATTA MI DEĞİL Mİ? NET CEVAP VER'
Arkadaşlarının Yusuf Serdar'a ulaşamayınca annesine haber verdiğini dile getiren Ahmet Yücel, şunları söyledi:
"Annesi de bana ulaştı. Cuma günü Yeni Mahalle Karşıyaka Muhtarlığı'nı aradım. Oğlumun evi muhtarlığın karşısındaydı. 'Karşınızdaki apartmanda olumsuz bir durum oldu mu?' diye sordum. 'Burada karakol amirliği var' dedi, telefonu verdi. Polis merkezini arayıp tek soru sordum. 'Hayatta mı değil mi? Net cevap ver' dedim. 'Ex' olduğunu söyledi, apar topar Ankara'ya gittim. Adli Tıp Kurumu'na geçtim. Mesleki tecrübem var. Gittik, baktık. Bu nasıl olmuş olabilir? A'dan Z'ye inceledik. Yılbaşı gecesi çalıştıktan sonra, işlerini bitirmek için geç saatlere kadar mesai yapıyor. En sonunda 'Oh be, uykuyu hak ettim' diyor, eve geliyor. Kapıda zorlama, hiçbir şey yok. Bu neyi gösterir? Mesleki olarak, pusu kurulduğunu, ensesine silah dayandığını ve hareket olarak da kol kıvrılmış. Tecrübelerime dayanarak kıvrılmış, içeriye sokulmuş. Diz çöktürülerek, yatırılmış. Sağ ayak kıvrık vaziyetteydi. Eli de yumruk şeklinde yere bastırılmış. Çiftçilerin gübre olarak kullandıkları öldürmez. 15-20 sene tarlaya ekersen, bulaşığından kanser olarak ölürsün. Başka bir toz öldürücü olandır. Poşetle yüzünü tıkayarak, infaz edildikten sonra yatağın üstüne sarılıp, bırakıp gidilmiş. Bizim kesin kanaatimiz budur. Omzundan aşağıda çocuğun vücudunda hiçbir şeyi yok, tertemiz. Vatan sağ olsun."
Oğlunun borsa oynadığı ile ilgili kamuoyundaki haberlere ilişkin açıklama yapan Ahmet Yücel, şunları söyledi:
"Dedesi, rahmetli babamdan ciddi miktarda para geldi. Biz aileden tok gözlü yetiştiğimiz için hiçbir şey canımız istemedi. En sonunda parayı çocuğa gönderdik. Dedik ki, 'Oyalan, hep iş olmasın, biraz sosyal aktiviten olsun', onu gönderdik."
Cenaze törenine çocuğunun tüm arkadaşlarının geldiğine değinen Ahmet Yücel, "Arkadaşlarına, 'Bu çocuğu 3 yıldır tanıyorsunuz. En küçük ihtimal dahilinde en ufak olumsuz bir hareketini, davranışını hissettiniz mi?' diye sorduk. 'Ne demek amca, aksine Yusuf bize yetişemediğimiz yerde yardımcı oluyordu' dediler" dedi.
'CENAZESİNİ GÖRDÜĞÜMDE DİKKATİMİ ÇEKEN MORLUK OLDU'
Yücel'in hemşire annesi Neriman Yücel ise oğlunun sık sık yaptırdığı kontroller sonrası sağlığının iyi olduğunu belirtti. Çocuğunun ocak ayının ilk haftasına yönelik diş hekimliğinden randevu aldığına değinen Yücel, "Evde kaldığım sürece gırgır ve şamata geçti günlerimiz. Hatta askerlikten de bahsettik. 'İşime odaklanamıyorum anne, beni fazla arama' diyordu. Çocuğumun sağlığıyla ilgili hemşire olarak hiçbir sıkıntı görmedim. Cenazesini gördüğümde dikkatimi çeken morluk oldu. Bilinmeyen bir maddeye maruz kalmış. Kefenlendikten sonra boyun ve yüz kısmını gördüm. Gece aklıma geldi, eşime 'vücudunun diğer yerlerinde morluk var mı' diye sordum. İddia edildiği gibi kimyasal içildiği zaman bu kan yoluyla karışır ve o morluklar her yerde olur. Sağlıkçı olarak bu dikkatimi çekti. Çok üzgünüm, çok emek vermiştik. Taşınma planları yapıyorduk. Hatta 'ev satın alalım' diye konuşuyorduk. Psikolojik sorunları olanlar, adapte olamaz. İş yerinde mutlaka verim düşer. Öz bakımında, beslenmede sıkıntı olur. Benim yavrum kendine dikkat eden birisiydi."