Sandıktan çıkan mesaj
Türkiye pazar günü sandık başına gitti ve yerel idarecilerini 5 yıllığına göreve getirmek için oy kullandı.
Adaylar, yaklaşık 50 gündür sahalarda seçim çalışması yaptı ve 31 Mart'ta görücüye çıktı. Seçmenin gönlünde taht kuranlar başkan, muhtar, meclis üyesi seçildi. Seçilenleri kutluyor, hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Sandıklardan aslında ortaya herkesin okuması gereken önemli mesajlar çıktı. Ne idi bu mesajlar?
Birincisi 'Beni dinlemeyeni, bana kulak vermeyeni sırası geldiği zaman bende dinlemem. Emekli kesim sosyal medyada gruplar oluşturdu, seslerini duyurmak için her yolu denedi. İşin açıkçası Sayın Cumhurbaşkanı'nın Ankara mitinginde emekli maaşları ile ilgili bombayı patlatacağını ben bile bekledim. Ortaya sadece banka promosyonu gibi komik bir şey çıkınca emekli iyiden bilendi.'
İkincisi 'Kardeşim ben horoz dövüşü yapar gibi birbirini gagalayan siyasetçi değil, efendi, saygılı ve vatandaş odaklı siyasetçi tercih ediyorum. Bunu Isparta'dan örnek vermek gerekirse belediye başkanı Şükrü Başdeğirmen zaten 5 yıllık görevi süresince çok sayıda gönlü kazanmış. Kendisine bir sempati var. Birde kendisine o kadar acımasızca saldırmalarına rağmen efendiliğini hiç bozmadı. O sustukça birileri daha da çirkinleşti. Sonuç? Efendi olan başkan oldu. Diğer yüzde 10 oyla tarihe gark edildi.'
Üçüncüsü 'İstanbul'daki balya balya paralar, Isparta'da basılan balya balya balya gazeteler. Seçmen diyor ki; Ben şikayet merci değilim. Madem adamın suçu var bak Adliye Sarayı orada. Git Savcıya şikayet et. Bana projelerinle gel. Ne yapacaklarını anlat. Ben 5 yılda bana ne gibi hizmetler getireceğinizi ölçüp tartayım ona göre oyumu kullanayım. Kim kime daha iyi iftira atıyor diye oy vermeyeceğiz.'
Benim sandık sonuçlarından çıkardığım mesajlar bunlar. Bakalım bu mesajlardan kim ne kadarını alacak zaman gösterecek.