SDÜ’DE AHMET HAKAN’I OKUYAN YOK MU?

 Bugün Ahmet HAKAN bey köşesinde  ODTÜ’de namaz kılan öğrencilere diğer düşüncelere tahammülsüzlükle hınçla saldıran solcu öğrencileri bir güzeleleştiriyor. Solculara, neden inancı gereği ibadet edenlere karışıyorsunuz,demokratlık, hümanistlik ve özgürlük bunu mu gerektiriyor, özgürlük kavramıiçine inanç özgürlüğü dahil değil mi, gibi onlarca soru soruyor. Solcu vedemokrat geçinen bu ODTÜ’lü gençlerin ideolojilerini sorguluyor.

Sanki aynı yerden düğmeye basılmış gibi aynı gün SDÜ’de İHHsergisine de aynı hınçla ve öfkeyle saldırı vardı. SDÜ’lü solcu gençler,ezilen, yurtlarından sürülen ve sadece o coğrafyada yaşadıkları içinemperyalistlerce bombalanan mazlum ve mağdur halkın çektikleri sıkıntılarıIspartalıyla idealist üniversite gençliğiyle paylaşmak isteyen İHH sergisinibastılar. Oradaki gençleri tartakladılar ve sergiyi de darmadağın ettiler.Allah’tan olay fazla büyümeden, yani solcu gençlerle sergiyi düzenleyen grupbirbirine girmeden, güvenlik güçleri devreye girdi ve olay erdi. Gerideyerlerde sürünen mazlum Suriye halkının fotoğrafları, saldırıdan dolayı şokagirmiş birkaç genç ve kırılan malzemeler kaldı.

Bir Isparta’lı olarak bu tahammülsüzlükten fevkaladerahatsız olduğumu baştan söyleyeyim. Böyle bir saldırı solcu veya başka birsiyasi görüşü benimseyen öğrencilere de yapılsaydı yine aynı rahatsızlığıduyardım. Çünkü 12 Eylül öncesi bu ülke diğer düşüncelere tahammülsüzlüksonucu, kardeş kavgasıyla 30 bin gencini yok yere kara toprağa vermişti. Artık“Türkiye bütün renkleriyle bir bütündür. Değişik düşünceler bu ülkeninzenginliğidir”  inancı yerleşti diyedüşünürken bu ülkenin gelişmesine tahammül edemeyenler tekrar düğmeye bastılar.80’ler öncesi Filistinli Müslümanların savunucusu olan solcular bugün SuriyeliMüslümanların düşmanı oldular. Hem de neden düşman olduklarını bilmeden.Gençlerin emeğine yazık. Gençlerin hassasiyetine yazık.

Oysa ki İHH, hangi siyasi görüşün uzantısı olursa olsun,nihayet bir yardım kuruluşudur, insan odaklı bir dernektir. Somaliden Kenya’ya,Kafkaslardan Filistin’e, Türki Cumhuriyetlerden Hint Okyanusuna kadar geniş bircoğrafyada yoksula, mazluma, garibe ve yetime el uzatan ve sahip çıkan sivilbir inisiyatif. Tekellüfe dayalı yani serbest bir dernek. İster sever bağışyaparsınız, ister sevmez semtine dahi uğramazsınız. Aynı Atatürkçü DüşünceDerneği, Kime Yok Mu, Deniz Feneri, Kanarya Sevenler Derneği, FenerbahçelilerDerneği gibi. Kimse kimseyi bu derneklere zorla üye yapamaz. Kimse kimseyi buderneklerin faaliyetlerine silah zoruyla katılmaya zorlanmıyor. Tamamen gönülve ideal işi.

Memlekette demokrasi var, özgürlük var ve hukuk var. Birarada beraber ve kardeşçe yaşamamız için yüzlerce faktör var. Her birimiz, birdiğerimizin özgürlük sınırına zarar vermedikçe yani bir başkasının özgürlüğünükısıtlamadıkça yapmak istediklerimizde serbestiz.  Eğer birlikte ve demokratik bir biçimdeyaşamak istiyorsak kural bu. İstemiyorsak o zaman iş başka boyutlara taşınır. Oişin adı da terör olur, despotluk olur.

İşin bir diğer  boyutuda rektör bey ÇARIKÇI ile ilgili. İlker bey bu memleket ve bu üniversite içinbir şans. Bu memleketin kendi öz evladı. Genç, dinamik, idealist, nereye venasıl koştuğunu ve koşacağının bilincinde olan hoşgörü ve hümanizma sahibi birhocamız. Yani hocamız biliyor ki, her kesimi kucaklama ve herkesin bir aradaeğitim almasını sağlama ve bu şehre eğitim adına kazanımlar sunma adınaomuzlarında epey ağır bir yük var. Allah yardımcısı olsun…

Herşeye rağmen Isparta’ya hiç yakışmayan böyle bir saldırıolayını ÇARIKÇI beyin önüne engel veya zorluk olarak koymak hiç kimseyeyakışmaz. Zira üniversitemiz dünya üniversiteleri arasında başarı grafiğiniönceki yıllara nispeten yükseltmiş durumda. Öğretim üyelerimiz de daha rahat,daha serbest bilimsel çalışma yapabilme olanağı kazandılar. Henüz tam istenenseviyede olmayabiliriz ama öğrencilerimizin birbirine tahammül sınırlarını dabu anlamda zorlamaları lazım. Hem kendi çıkarlarına hem de SDÜ’nün çıkarına..!

İsmail TANIŞMAN—Isparta Ak Parti Demokrasi Hakem KuruluBaşkanı