YAŞAM KOÇUNDAN MOTİVASYON TAVSİYELERİ

Yaşam Koçundan motivasyon tavsiyeleri

15 Haziran 2023 Perşembe 12:21

GİZEM SARIKAYA- Isparta'da Yaşam Koçu Emine Erdoğan, motivasyon problemi yaşayan birçok kişi olduğunu belirterek, bu sorunları değerlendirip çözüm için tavsiyelerde bulunuyor.

Danışanların yaş gruplarına göre çeşitli problemler yaşandığını söyleyen Erdoğan; “Yaşam koçluğu, bir kişinin sorununun olduğu süreçte ona yol arkadaşlığı yapmaktır. Danışanın zorlu bir sürecinde sonuçlara takılıp kaldığı yerde, içindeki ışığı ona yansıtmaktır. İçerisindeki cesareti kendisine göstermektir. Yaşam koçluğu akıl vermekten ziyade aslında profesyonel soru sormaktır. Sorduğumuz sorularda danışanın kendisinin düşünemediği ve fark edemediği çözüm noktalarını ortaya çıkarıyoruz. Yaşam koçluğu yeni yeni bilinmektedir. Bazen psikologlarla ve pskiyatristlerle karıştırılabiliyor. Biz terapist değiliz. Daha çok motivasyon kaynağı üretme ve sorunlara çözüm bulma odaklı çalışıyoruz'

YAŞANAN EN SIK PROBLEMLER

Erdoğan, yaşanan problemlerin genelde ilişkide sadakat ve iletişimsizlik olduğunu söyledi. Erdoğan; “Danışanlarımızı yaş gruplarına ayıracak olursak en sık yaşanan problemler; gençlerimiz sevgili ve dersler ile ilgili problemlerle, evli çiftlerimizin aralarındaki iletişim sıkıntısı, orta yaşlı ve yaşlı kesimler ise gelin kaynana problemleri, çocukların anne ve babaya saygısının azalması problemleri ile karşılaşıyoruz. Evladı yaşadığı ve özellikle eşiyle yaşadığı problemleri ailesine anlatıyor. Anne, baba çocuğunun bu problemini uzun yıllar kendilerine sorun edebiliyor. Bunlar için genel bir çözüm önerisi olarak günümü gençleri ilişki yaşarken birbirlerine sadık olmuyorlar. Aynı anda birden fazla kişiyle konuşma durumları gençlerde çok fazla yaşanıyor. Arkadaş ortamına kendilerini çok fazla kaptırdığı için derslerini aksatarak hedeflerine ulaşmakta zorluk yaşayabiliyorlar. Burada dengeyi tutturmak çok önemlidir. Bunu sağladığımızda hem yaşamında mutlu hem de hedeflerinde başarılı olmalarında ciddi yol kat ediliyor. Evli çiftlerimizde birbilerini anlamakta güçlük çekiyor. Bu genelde 2 tarafta benim dediğim olmalı çakışması yaşandığı zaman, çalıştığı işi evliliğin arasına çok fazla sokmalarda ve çiftlerin kendi iletişimlerine anne, baba ve kardeş gibi 3. şahısları karıştırmalarında bu tür dengeler sağlanamazsa büyük problemler çıkıyor.  Bizler danışanlarımızın yaşadığı bu tür kafa karışıklıklarında onları ayıklıyoruz. Herkesin hayatımızda olması gerektiği kadar olmasını anlatıyor ve öğretiyoruz. Örneğin, bir oturma odasında ne kadar misafir alınıyorsa o kadar almalı ve gereğinden fazlası alınmamalıdır. Buna dikkat etmeleri gerekir. Bizler çiftlerin ortak akılla hareket edildiğinde tüm sorunların çözüleceğini anlatıyor ve bunun için uygun bir ortam hazırlıyoruz. Uyuşmazlıklarda bir de mizaç dediğimiz unsurlar da vardır. Bunlardan bazıları soğuk mizaçlı kişiler, bazıları da sıcak mizaçlı kişiler, birbirlerine karşı zıtlık barındırabiliyor. Buradaki kişilik farklarını kabullenebildiği zaman artık sorun çıkmıyor' dedi.

SINIRSIZ BİR MOTİVASYON KAYNAĞI İÇİN...

Kişinin kendini sürekli motive etmesi için önerilerde bulunan Erdoğan; “Günümüzde kişiler kendilerinin çok farkında değiller. Karşıdaki kişi kendisine ne kadar değer verirse o kadar değerliyim zannediyor. Karşısındaki kişi dengeyi kaçırarak eleştirirse, bu eleştirinin hepsini kabul ediyor. Ama kişi kendi yeteneğinin ve eksiğini fark edip bunu kabul ettiğinde, karşıdan gelen eleştiriyi de gerekli gereksiz olarak elemeye başlar. Örneğin, benim bir tane elmaya ihtiyacım var, ama bana bir kasa elma atıyor. Benim için ihtiyaç olan bir tane ise sadece o biri alıp gerisini kabul etmemelidir. Başka birşeye sinirlenmiş. Fakat öfkesini bana yansıtmış olabilir. Bu konularda uyanık olmamız gerekiyor. Her eleştiriyi bulaşık süngeri gibi içimize almamamız gerekiyor. Kişi kendini değerini bilmelidir. Karşıdan verilen değer kadar kendilerini böyle hissetmemelidir. Şöyle bir cümle var; parmak izine bak, sen Allah'ın bir tanesisin diye kendimizin farklı olduğunu ve değerimizinde diğer kişilere karşı farklı olduğunu bilmek gerekir.  Anne, baba olarak da sevgimizi gösterme de kısır kalıyoruz. Çocuğumuzu sadece karnının doymasından ibaret sanıyoruz. Durum böyle değildir. Kalbinin doymasını da önemsemek gerekir. Karnı da doymalı kalbi de doymalı. Gerekirse sarılarak, gerekirse tercihini ona bırakarak, bu şekilde aileler evlatlarına sevgilerini göstermelidir. Fakat sevgiyi de ölçülü bir şekilde kullanılmalıdır. Danışanlarımdan ailesi tarafından karşılıksız sevilen, her istediği yapılan kişilerde var. Bunlar da aşırı sevgiden ve sınır olmamasından dolayı farklı bir arayış içerisine girmektedirler. Çünkü ailesinden öğrendiği sevgiyi dışarıdaki kişilerden alamıyor. Bu yüzden çok farklı arayışlar içerisine giriyorlar. Buna da dikkat edilmelidir” şeklinde konuştu.    

 

DİĞER HABERLER