Geçtiğimiz Cumartesi günü Afrin’den gelen acı haber hepimizi derinden yaraladı. Şanlı Türk ordusunun kahraman askerlerinden Ispartalı Ali Yılmaz kardeşimiz şehit düştü. Öncelikle ailesine ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Ali Yılmaz kardeşimizin şehit olduğunu duyar duymaz ailesinin evine gittik. Babası Hilmi Yılmaz Ispartalıların yakından tanıdığı, sevilen çok kıymetli bir isim. Her şeyden önce o artık bir şehit babası. Evet ateş düştüğü yeri yakar, ben dahil hiç kimse de onun ne acılar çektiğini anlayamaz, bilemez, hissedemez. Ancak o artık ne kadar gurur duysa az. Çünkü canını, kanını, evladını bu topraklar için vermiş bir baba.
** GÜNAYDIN’IN HASSASİYETİ
Isparta Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Ziya Günaydın daha ilk dakikalardan itibaren hem ilgilileri görevlendirmiş hem de bizzat kendisi ailenin yanına giderek acılarına ortak olmuş bir isim. Sayın Günaydın bununla da kalmamış, hemen o anda ailenin oturduğu Batıkent Mahallesi 261 caddeye Ali kardeşimizin ismini vererek, adına yapılmış özel tabelanın hemen yerine konması talimatını verdi. Ve ilgili arkadaşlar gece 00.30’da o tabelayı yerine dikti.
Şehidin isminin ölümsüzleşmesi, o cennet mekan ismin gelecek nesillere aktarılması için yapılmış bu zarif hareket maalesef ki başka yerlere çekilmek istendi. Bir caddeye, sokağa veya parka isim vermek belediye meclisinin yetkisinde. Cumartesi günü Belediye Başkanının yaptığı bu girişimin resmiyet kazanması için, Pazartesi günkü belediye meclis toplantısında önerge verildi. Bu önerge MHP ve AKP’li belediye meclis üyelerinin oy birliği ile kabul edildi.
Ancak, fakat, lakin…
AKP’li Belediye Meclis üyelerinden bir isim, şehidin adının sokağa verilmek yerine, ailesinin evinin karşısındaki Gökkubbe Fuar Merkezi’ne verilmesi gerektiğini, hatta bu konuda şehidin 2 gün önce bir arkadaşını arayarak vasiyet ettiğini söyledi.Bu konu şehidin babası Hilmi Yılmaz’a soruldu. Şehit babası kesinlikle böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, oğlunun isminin sokağa verilmesinden dolayı gurur duyduğunu bizzat Belediye Başkanının yüzüne söyledi.
Daha önce “Devlet Bahçeli” ismi verilmiş olan Gökkubbe’ye yeni bir isim verdirtmeye çalışmanın iki sebebi olabilir;
BİR: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin isminden rahatsız olup, bu ismi bir şehidin adını kullanarak sildirtmeye çalışmak;
İKİ: Belediye Başkanını, “Bakın biz şehidin ismi şuraya verilsin dedik, şehit adını oraya vermediler” diyerek zor duruma düşürmeye çalışmak.
Isparta Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Günaydın için; Türk milletine hizmet yolunda şehit olmuş bir kişinin isminin bir yere verilmesi çok önemlidir. Bu konu, ‘bir sokağa çocuğun adı verildi, geçti’ şeklinde değerlendirilemez. Kaldı ki Başkan Günaydın bundan sonra yapmayı planladığı çok daha büyük eserlerden bir tanesine (ailesi hangisini isterse) Ali kardeşimizin isminin verileceğini de beyan etti.
Günaydın’ın bu sözü vermesi benim nazarımda çok değerlidir ve geçerlidir. Bu söz siyaseten, o anı kurtarmak için söylenmiş bir söz değildir. Bunun böyle olmadığını size bir örnekle anlatayım;
Başkan Günaydın’ın ilk döneminde, 2001 yılında, şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybeden, Batı Trakya Türklerinin efsane lideri merhum Dr. Sadık Ahmet’in eşi IŞIK AHMET bir konferans için Isparta’ya gelmişti. Konferanstan sonra sohbet için bir araya gelindi. Başkan Günaydın, benimde bulunduğum bir ortamda Işık Ahmet hanımefendiye, “Hem sizin hem de Batı Trakya’daki soydaşlarımızın adının yaşatılması için çok önemli 2 yere isimler vereceğim” demişti. Bu sözün üzerinden 1 yıl geçti ve Başkan Günaydın o sözünü unutmayarak, sonradan kurulan 2 mahalleye IŞIKKENT ve BATIKENT isimlerini verdi.
YaniIŞIKKENT’in “IŞIK”ı Işık Ahmet hanımefendiden, BATIKENT’in “BATI”sı da Batı Trakya Türklerinden gelmektedir.
Belediye Başkanı Günaydın’ın isim konusuna verdiği önem“Gökkubbe’nin adı değişsin” diyen arkadaşlardan çok daha fazladır. Bu konuda herkesin içi rahat olsun.