SERPME KAHVALTI…!

SERPME KAHVALTI…!

24 Mayıs 2023 Çarşamba 12:35

· Erdoğan’a karşı herkesle kazanırız. Hele Kılıçdaroğlu ile döke-saça kazanırız… (Engin ALTAY-CHP)

· Yüzde altmışla kazanacağız.. Baharlar gelecek..! (Ali Babacan)

· Ben Kemal, geliyorum…! (Kılıçdaroğlu)

· Erdoğan gidiyor.. (The Ekonomist)

· Erdoğan’ı darbe ile değil, sandıkta bitireceğiz.. (ABD Başkanı Biden)

· ……..

Evet; bu cümleleri, vaatleri, tehditleri, bol keseden atmaları seçimin birinci turu öncesi her gün ya medyada, ya sosyal medyada veya mitinglerde izleyip durduk. Hatta o kadar ki, Pensilvanya uşakları 15 Mayıs sabahına ülkeme dönüş bilet rezervasyonlarını yaptırdıklarını bile açıkladılar. Muhalefete yakın anket şirketleri de tüm anketlerde ilk turda değişik oranlarda seçimi millet ittifakının açık ara alacağını açıkladılar…

15 Mayıs sabahı Kılıçdaroğlu ve şürekasının yenildiği sonuçları belli olunca bana hergün siyaseten sataşan komşum muhalif arkadaşımı telefonla arayarak “havalar hala yağışlı, Kırk ikindi yağışları da devam ediyor, bahar hala gelmedi sen istersen biraz daha bekle” deyip kapattım… Bir hafta sonra aynı arkadaşımı tekrar aradım: “Yahu sizin adam hani geliyordu, oysa dün televizyonda CHP genel merkezindeki odasında ben bur-da-yım, ben bur-da-yım… diyerek masaya vurup duruyor. Hani geliyordu.. Hani söz verdiydi Kemal bey..!?” dedim.

Atalarımız: “Az konuş, az ye, az uyu…” demiş. Bu söz Anadolu insanının hayat felsefesi olarak darb-ı mesel olmuştur. Anadolu insanı bu yüzden kanaat sahibidir, aşırı hırs bilmez, sabah erken kalkar, erken yatar. İşinde gücündedir. Siyasetten pek anlamaz gibi durur bir köşede ama kendi hassasiyetleri söz konusu olunca sandıkta siyasilere akademik ders verir…

Anadolu insanı, Kurtuluş savaşında da düşmanı denize döküp yendiğinden beridir, 1960 ve 1980 darbelerinden beri yıllarca sabretti… Siyasilerin Anadolu’yu yok hükmünde görmelerine içerledi durdu. Ama devlete ve millete karşı gelmek de istemedi. Tek istediği vardı hep, o da: Devleti idare edenlerden yurt içinde ve dışında bu ülkeye yakışacak bir siyaset… Yıllar böyle geçti.

Biz ülke olarak yerimizde sayıp, dünya ilerlemeye haberleşme ve iletişimde gelişmeye devam edince, irfan sahibi Anadolu insanı başındaki siyasilere “siz biraz durun bakalım” diyerek 2002 yılında Tayyip Erdoğan beye iktidarı verdi. İrfanımla ve sabrımla seni destekliyorum ve sen de dünyada benim başımı şad eyle, diyerek…

İşte bu son seçim, Anadolu irfanının bu icazetinin devam edip etmeyeceği seçimiydi. Muhalefet tarafında yukarıda ortaya serdiğim serpme kahvaltı vaadi vardı. Bu muhalefet bir-iki ay 20-30 lira bandında ilerleyen soğanla güya siyaset dersi veriyordu iktidara. Ama ne soğan ne de serpme kahvaltı derdinde olmayan Anadolu irfanı “muhalefete yüzde altmış yerine, iktidara 49.5’la destek verip, yine “durun bakalım” dedi…

Yukarıda saydığım kahvaltıda neler vardı ki, neler.! HDP vardı, TİP vardı, TKP vardı, Deva vardı, Gelecek vardı, Demokrat vardı, İyi vardı, Yeşil Sol vardı, Saadet vardı, Fetö, Batı ülkeleri desteği, dünyanın jandarması ABD desteği… vardı. Var oğlu vardı… Buna karşın Anadolu insanında kanaat vardı, sabır vardı, devlete güven vardı. İşte o Anadolu insanı hiç serpme kahvaltı yemese de kendi zeytin ve peynirli sade kahvaltısına “eyvallah” dedi, Elhamdulillah, dedi… Dimyata pirince gitmeyi aklından bile geçirmedi… Böylece evdeki yirmi senelik bulgurundan da olmadı.

Sonuçta millet ittifakında büyük bir hayal kırıklığı ve yıkım, iktidarda ise Anadolu irfanı ve desteğiyle gurur ve başarı vardı. Aksi de olabilirdi. Karşı taraf kazanırdı. Demokrasi bu… Seçim bu.. Sandık bu, diyerek bir beş yıl sabreder, günü geldiğinde yapmamız gerekeni yine o zaman yapardık. Ama Anadolu risk almadı. Dünyanın ve ülkenin içinde bulunduğu şartlara baktı, iktidarın tüm eksikliklerine rağmen yaptıklarına baktı, muhalefetin yirmi yıllık vaatlerine baktı, bilinç altındaki 2002 öncesi ülkenin durumunu da hatırlayarak, Erdoğan’a, yani Başkan’a, yani Savunan Adam’a, yani One Minute’e tekrar, “madem sen durma, yoluna devam et” dedi…

Seçimin ikinci turu 28 Mayıs günü. Kararı ya Anadolu irfanı verecek ya da deniz kenarı illerimiz ve doğuda yaşayan kürt kardeşlerimiz verecek. Hepsine, herkese saygı duyuyoruz, duyacağız. Dünyanın sonu değil. Dünya dönüyor, hayat devam ediyor. Bizler sadece tercihlerimizi belirleyeceğiz. Kardeşliğimiz, arkadaşlığımız ve komşuluğumuz devam edecek. Kimimizin derdi; iha, siha, petrol, doğalgaz, toki, togg, Mavi Vatan, ülkesiyle gurur duyduğu bir vatandaş olma. Kimimizin de; bahar, kandil, apo, Demirtaş, Kavala, Fetö, gezi, altmış-yetmiş, soğan, sarımsak... Telaş yok… Karar milletin… Kalın sağlıcakla…

İsmail TANIŞMAN

 

DİĞER HABERLER