SEVGİ EKEN BİR EĞİTİMCİ: NEZİHE ÖĞRETMEN

Sevgi eken bir eğitimci: Nezihe öğretmen

29 Kasım 2024 Cuma 13:11

Coğrafya kaderdir derler… Coğrafya öğretmeni de kaderdir bence… Ve kaderin bana gülümsediğini hissettiğim lise yıllarında, aydınlık yüzüyle sürekli gülümseyen, sevecen yanıyla her zaman içimizi ısıtan bir öğretmenle tanıştıracağım sizi bugün…

İklim krizleri… Tarım ürünleri… Nüfus dağılımları… Göç Dalgaları… Demografik Yapılar… Tatlı Su Kaynakları… Kimi yerlerde denizlere dik, kimi yerlerde denizlere paralel uzanan dağlarımız… Bereketli ovalarımız… Bölgelere göre oluşan sosyal yapılarımız… Dünyayı dünya, insanı insan yapan kimi olgular… Nüfus ve işsizlik… İşsizliğin sosyolojik boyutları… Eğitimin ülke geleceğindeki önemi… Kadınların iş ve sosyal hayattaki yeri… 26 - 45 doğu meridyenleri ile 36 - 42 kuzey parallerinde hiç bitmeyen dertler, tasalar…

Coğrafya kaderdir derler… Coğrafya öğretmeni de kaderdir bence…

Ve kaderin bana gülümsediğini  hissettiğim lise yıllarında, aydınlık yüzüyle sürekli gülümseyen, sevecen yanıyla her zaman içimizi ısıtan bir öğretmenle tanıştıracağım sizi bugün…

Gülistan Lisesi’nin Nezihe hocası… Coğrafya öğretmeni Nezihe Beydoğan…

Nezihe hocam, bir ömre sığdırdığı eğitimci kimliğinde emeklilik noktasına gelmiş… Bana sorarsan öğretmeninin emeklisi olmaz… Öğretmenlik, bir meslekten öte hayata dokunan, hayatlara dokunan bir felsefenin adı… Emekli de olsa öğretmen öğretmeye devam eder, hayatın ta kendisidir çünkü…

Nezihe hocanın sevgili kızı Özge’den aldığım bir davet üzerine, 28 yıl önce mezun olarak kapısından çıktığım Gülistan Lisesi (Şimdiki ismi Şehit Erkan Pala Anadolu Lisesi)’nin bahçesine girdiğimde o ilk gençlik yıllarının heyecanına kapılıverdim.

Sanki sık sık kaytardığım Matematik dersi bitmiş, yapılmayan ödevler sebebiyle oluşacak muhtemel tehlike en azından şimdilik geride kalmış, cebimde taşıdığım not defterine devamsızlık sınırını aşmamak için tutulan çeteleye bir çentik daha atılmış ve coğrafya dersine girmek için okul merdivenlerine doğru yönelinmiş…

Merdivenin basamaklarını tırmanıp kapıdan içeriye girdiğimde de idare bölümünün önünden geçerken ya Müdürümüz Bilal Mavi çağırıp, özellikle siyasi hınzırlıklardan ötürü günün fırçasını atacak, ya da müdür yardımcımız Cafer hoca devamsızlıklar ya da okula getirilen siyasi kitaplardan ötürü biraz hırpalayacak hissini yaşamadım değil…

Nezihe hocamın emekliliği sebebiyle okulda düzenlenen küçük veda partisinin bir parçası yapmak istemiş Özge Hanım bizleri de…

1996, 97, 98, 99… mezunları… Büyümüşüz, kimimiz çoluğuyla çocuğuyla çıkagelmiş, saçlar sakallar ağarmış… Herkesin başka bir dünyası, herkesin başka bir dünya görüşü var…

Kiminin telefonu İzmir Marşı ile çalıyor, kiminin telefonunda Dombra… Bazılarımızın telefonunda Çav Bella, bazılarımızınkinde ilahi… Ama hepimizin sevgisini kazanan, hepimizde izler bırakan bir öğretmenin gözlerindeki ışıltının aydınlığındayız 28 yıl öncesinde olduğu gibi…

Nezihe Hoca, kızı Özge’nin sürprizlerinin en azından bazılarından habersiz… Öğretmenler odasının karşısındaki salona girdiğinde gözleri dolu dolu oluyor… Karşısında 20 yıl, 30 yıl önceki öğrencileri var…

Sevgi ekmek, sevgi büyütmek böyle bir şey işte…

Şehir dışında olup gelemeyenler var… Gelemişler ama suretleri, sesleri salonda… İstanbul’dan, Kuşadası’ndan, Hollanda’dan… 7 iklim 4 kıtadan sevgi seli doluyor Gülistan Lisesi’nin salonuna…

20 yıldır, 30 yıldır görüşmeyen lise arkadaşları da o yılları yad ediyor… 30 yıl önce ders gördüğümüz sınıflarda birkaç dakikalığına da olsa gençliğimize dönüyoruz…

Nezihe hoca, emekli olurken de akıp giden zamanın değerini öğretiyor aslında bize; bir daha geri dönemeyeceğimiz lise yıllarını düşünürken, yine bir daha geri dönemeyeceğimiz 45’li yaşlarımızın değerini anlıyoruz okuldan ayrılırken...

Nezihe Beydoğan öğretmen artık emekli oldu… Ama dedim ya, bence öğretmenin emeklisi olmaz… Biliyorum ki Nezihe öğretmen sevgi ekmeye devam edecek…

KAYNAK: HABERİN OLDU BORA TÜFEKLİ

DİĞER HABERLER