Son yıllarda nostaljik ürünlere ilgi arttı
Haber/Nurettin ARKAN - Isparta’da 55 yıldır saatçi olan Mustafa Tahan (62), nostaljik ürünlere olan ilginin son yıllarda arttığını söyledi.
Yurt dışından gelen gurbetçilerin tamirat için poşet dolusu saat getirdiğini söyleyen Tahan, mesleğin ustalık gerektirdiğini ve yeni neslin bu mesleğe artık uzak kaldığını belirtti.
Tahan, açıklamasında; ‘’7 yaşından itibaren bu işin içindeyim. Babam 1985’te rahmetli olunca kendi adıma yürütmeye başladım. Ata mesleğimiz bizim. İlk defa bu mesleği büyükbabam dayısından öğreniyor. Dayısı da günlüğüne 1 altın vererek Ermenilerden öğreniyor. Tabi Türklerde ve Müslümanlarda saatçilik sektörü yokmuş o yıllarda. Ben de oğullarıma öğrettim. Mesleğimi severek yapıyorum. Eskiden meslek daha da farklıydı, mekanik saatlerimiz vardı. Basitleşti artık bazı şeyler. Bu mesleğin eski kültürü biraz daha farklıydı: eskiden abilerimiz 25 liralık tamiri olan bir saati teslim almaya geldikleri zaman 30 lira bırakırlardı. Benim için kahve iç denilirdi. Ama o devir bitti artık. El emeğine karşı saygı daha üst bir boyuttaydı. Bu sebeple jest yapılırdı. Ekonominin zorlu şartları hepimizi etkiledi. Şu anda ise nasıl olsa parasını veriyorum diyerek ürünü alıp giden oluyor, teşekkür bile edilmiyor. Ustalık belgesi almadan işyeri açıp mesleği yapan çok insan var. Denetim de yok bu konuda fakat olması gerekiyor. Çünkü bu iş ustalık gerektiren bir iştir. Şu an bir çırak yetişmiyor. Ailede varsa devam ediliyor, diğer türlü ise dışarıdan bir çırak bulmak çok zor. Zaten esnaf da tek başına bu işi yürütebiliyor. Aldığı çırağın ücretini karşılaması da zor olur. Şimdiki gençler daha farklı bir an önce cebine para girmesini ve harcamayı istiyorlar. Ben akıllı saat tamiratına pek girmedim. Çünkü akıllı saati alanlar sürekli geliyorlar ya kasa kırılıyor ya da şarj aleti kayboluyor. Bu da Isparta’da bulunmuyor. Bulunsa da satın alınmaz çünkü ekonomiden dolayı ucuz saatler alınıyor ucuz saatlerin de yedek parçaları bulunmuyor. Telefonda saatlerin olması ise bizim sektörü pek etkilemedi. Hatta yeni nesil artık anneannesinin babaannesinin saatini getiriyor. Ben de o saatleri diriltmeye başladım. Geçmişe dönüş yaşanıyor denilebilir. Teknolojinin gelişmesi bu durumda bizi hiç etkilemedi. Aynı zamanda aksesuar olduğu için tercih süreci devam ediyor. Fakat masa ve çalar saat satışını bitirdi. Yurtdışında yaşayan gurbetçiler yaz aylarında geldiklerinde poşetle saatlerini getiriyorlar ve tamiratın hızlı olmasına çok şaşırıyorlar. Çünkü orada bir pil için 1 ay süre veriyorlarmış. Bunlar da genellikle AVM’lerde oluyor küçük esnaf olmadığı için zaman problemi yaşanıyor. Bu kültür de İstanbul ve sonrasında da Anadolu’ya yayılıyor. Tamirat ve ustalık olayı bilgi beceriyle oluştuğu için bu tamamen bir sanattır. Diğer türlü saatin satış bölümünü herhangi bir insan da yapar. Ben bu işe başladığım zaman mekanik saatlerle başladım. Şu an bu saatler belirli markalarda devam ediyor fakat eski dönemlerde yalnızca bunlar vardı. Nacar, piston, omega, zenith bunların hepsi mekanik saatlerdi. İçerisinde ise zemberek, pandül, balans, dişliler ve çarklar vardı daha zevk veren uğraşlar oluyordu. Şimdi ise kuvarsa döndü bu da yarı mekanik yarı elektronik sistemdir. Tamamen elektronik sistemlerle çalışıyor yalnızca pil değişimi değiştirilebiliyor, arıza halinde ise komple sistemin değişmesi gerekiyor. Her saat bozulabilir ama mekanik kullanırken dikkat etmek gerekiyor. Çünkü yere düştüğü zaman kesinlikle direk kırılır. Saat için en önemli önlem sıvı temasından kaçınmaktır. Fakat plastik dijital saatler su almıyor’’ dedi.