YİNE O YAZDI

Muhittin İbni Arabi’nin Kehanetinden, 1 Kasım 2015 Seçimlerine…

12 Kasım 2015 Perşembe 16:45

x8 Temmuz 1996 yılında Türk halkının iradesiyle  RP  ve DYP birlikte hükümet kurarak  güvenoyu  alır. Ancak Erbakan ve milli görüş hareketinin hükümet  olmasından  ve rantın el değiştireceği kaygısından rahatsız olan beyaz Türkler, derhal  hükümeti devirmeye karar verirler. Daha önce oynanmayan yeni senaryoyu Türk halkına izlettirerek, günlerce Fadime Şahin, Ali Kalkancı ve Aczmendiler üzerinden irtica tehlikesini  ayyuka çıkardılar. 


İstenilerek karıştırılan siyasi ortam üzerine 28 Şubat’ta MGK toplanır. Sandıkta mağlup olmuş egemenlerin (!) bir kısmı, MGK’nın içindeki kendi adamlarıyla Batı eksenli bir darbe yapmak için, diğer bazıları da Rusya-İran eksenli bir darbe yapmak için harekete geçerler. Yani o gün MGK  ikiye bölünmüştür. Bilindiği gibi sürecin sonunda birinci grup kazanmış ve MGK genel sekreteri Orgeneral Çevik BİR,  Batı yanlısı bu darbenin taşeronu olarak iş başına geçmiştir.


BİR paşa o gün  “ali kıran baş kesen” di. Herkes ondan köşe bucak kaçar olmuştu. Şerrinden emin olmak mümkün değildi. Zira PAŞA’ydı,  ÇEVİK’di ve darbecilerin BİR numaralı askeriydi. Çevik paşanın ilk vazifesi, dini cemaatlerin tasfiye edilmesi oldu. Günlerce büyük bir medya desteği ile dindarlar üzerinde çok güçlü mahalle baskısı başlatıldı.


Nedendir  bilinmez, o dönemde kendi gurubunun ikbal ve selameti için “gerekirse okullarımı kapatırım, okulları ve dershaneleri devlete devrederim, yani ne iş olursa yaparım, aman bize dokunmayın” diyen Okyanus ötesi, beklediği ilgiyi bu darbeci zihniyetten maalesef göremeyince hizmetin ekonomisine zarar gelmesin ve işleri yurt dışından daha rahat deruhte edeyim diyerek, istemeyerek (!) de olsa Amerika’ya gitmek ister.


2002’de kurulan Ak Parti, ilk girdiği seçimde iktidara gelince üst akıl tarafından Gülen Hoca’ya, devletin içindeki kadroları yönetme ve Erdoğan’ı kontrol altında tutma görevi verilir. Ama gel gör ki Erdoğan, hiçbir güç ve kudret altında olmak istemeyen, sadece Allah’a hesap vereceğini sık sık dile getiren karizmatik bir liderdir. Üstelik bu adamı tüm millet sevmekte ve bu sevgi de gün geçtikçe büyümektedir. Üstelik yürüyen adam, hizmet eden adam, uzun adam gibi afilli sıfatlar da hep ERDOĞAN’a verilmektedir. Başbakan Erdoğan da hummalı bir şekilde millete hizmete devam ediyor, Gülen ve üst akıla bir türlü dirlik vermiyordu. Bu nedenle acilen bu yeni yetme Kasımpaşalı lidere haddi bildirilmeliydi.


Rivayete göre Gülen, 2012 yılından itibaren cemaatine verdiği vaazlarında Kur’an-ı Kerim’deki NASR suresini sık sık tekrarlar. Büyük alim İbni Arabi’nin kitaplarından okuduğu ve çıkardığı bilgiler ışığında NASR suresinin tefsirinde kendi ismiyle alakalı bir keramet gördüğünü ihsas eder. Surede geçen “FETH” kelimesinin derin manalar ve işaretler ifade ettiğini dönüp dönüp anlatır.


Yine vaazlarında, İbni Arabi’nin “Selçuklular’dan sonra İslam’ın son kalesi olacak bir devletin (Osmanlı’nın) geleceğini, 1915 yılında yıkılacak bu devletin yerine kurulacak devletin de 100 yıl yaşayacağını” anlatır.  Bu yüzden Gülen için 2015 yılı çok önemlidir. Gülen hoca, 2015 yılında halifeliğini ilan edecek ve son seçimlerde mağlup olarak çıkması beklenen ERDOĞAN kaçtığı delikten çıkarılarak Saddam gibi idam edilecekti. Pensilvanya merkezli duaların, yani batı garantili bedduaların nedeni de bu kehanetmiş…

Gülen hoca, gözünü o kadar kararttı ki, Erdoğan hükümetini zayıflatmak adına, GEZİ olaylarına bile ortak olur. Ülkede bir daha darbe olmaması adına hükümetin yapmış olduğu çalışmalara, cemaatin meşhur savcılarının yaptığı keyfi uygulamaları da inkâr edilir. Hatta cemaatin politikası gereği kendi sempatizan savcılarına sahip de çıkmazlar. 


Bugün bütün hesapların aksine, 1 Kasım’da milletin önüne konulan sandıktan AK PARTİ % 49,5 ile ezici bir çoğunlukla birinci çıkmıştır. Oysa ki, İngiltere’de iktidar koltuğunda oturan Cameron bile % 35’lik bir oyla hükümettedir. Yani, her şeye rağmen, bütün oyunlara rağmen bu ülkede kazanan ERDOĞAN’dır. Ak Parti’dir. Diğer herkes kaybetmiştir. HDP kaybetmiş, CHP kaybetmiş, MHP kaybetmiştir. Haliyle GÜLEN hoca da kaybedenler kervanındadır. Yani, Bor’un pazarı geçmiştir. Kervan behemehal Niğde’ye gidecektir.


Soru şimdi şu olmalı: İbni Arabi’nin ebcet hesabı ile yıllar önce bildirdiği 2015 öngörüsü kimi işaret etmektedir acaba? Ebcet’e pek inanmıyorum ama bunun bir cevabı varsa o cevap, 1 Kasım’da millet tarafından en güzel şekliyle sandıkta verilmemiş midir? Kehanetlerden medet umanlar, kehanet gerçekleştiği vakit yanlış tarafta kalanlardan olmuş olabilirler.  


Sonuç olarak, 1 Kasım seçimlerinde mevcut Ak Parti hükumetini % 49,5 bir oranla birinci parti ve tek başına iktidar ile pekiştiren ve taçlandıran bu aziz milletin sağduyusu her şeyin üstündedir. Bunu en iyi idrak etmiş olan da Ak Parti’dir. Çünkü arife tarif gerekmez.


İsmail TANIŞMAN

DİĞER HABERLER